Aionian Verses
Bütün oğulları, kızları onu avutmaya çalıştılarsa da o avunmak istemedi. “Oğlumun yanına, ölüler diyarına yas tutarak gideceğim” diyerek oğlu için ağlamaya devam etti. (Sheol )
A capanaw pueng hoi a canunaw pueng hah ahni a lungpahawi hanelah a thaw awh, hateiteh, a na pa ni a lungpahawinae ngai pouh hoeh. Khui nalaihoi phuen koe ka capa koevah ka cei han toe telah ati. Hottelah hoi a na pa teh ahni a pouk lawi a khui a ka. (Sheol )
Ama Yakup, “Oğlumu sizinle göndermeyeceğim” dedi, “Çünkü kardeşi öldü, yalnız o kaldı. Yolda ona bir zarar gelirse, bu acıyla ak saçlı başımı ölüler diyarına götürürsünüz.” (Sheol )
Hatei ahni ni, ka capa heh nangmouh koe cet van mahoeh, a hmau a due toe, ahni dueng doeh toe. Na ceinae lam dawk runae na kâhmo pawiteh, ka sampo heh lungmathoenae phuen dawk na loum sak awh han toe, telah ati. (Sheol )
Bunu da götürürseniz ve ona bir zarar gelirse, bu acıyla ak saçlı başımı ölüler diyarına götürürsünüz.’ (Sheol )
Hahoi hete camo heh kai koe hoi na ceikhai teh, runae kâhmo pawiteh, ka sampo hah lungmathoenae lahoi phuen dawk na loum sak awh toe, telah ati. (Sheol )
Biz kulların da acı içinde babamızın ak saçlı başını ölüler diyarına indiririz. (Sheol )
tongpaca tho van hoeh tie hah a panue tahma kadout han doeh. Hattoteh na sannaw ni na san apa e sampo hah lungmathoenae hoi phuen koe ka loum sak yawkaw han doeh. (Sheol )
Ama RAB yepyeni bir olay yaratırsa, yer yarılıp onları ve onlara ait olan her şeyi yutarsa, ölüler diyarına diri diri inerlerse, bu adamların RAB'be saygısızlık ettiklerini anlayacaksınız.” (Sheol )
Hatei, BAWIPA ni a katha lah hno a sak teh, talai ni a kâko ang pawiteh, amamouh hoi kâkuen e pueng koung a padoun hoiyah tangkom dawk a hringo kâen awh pawiteh, BAWIPA ni hete taminaw heh a pahnawt toe tie na panue awh han telah a ti. (Sheol )
Sahip oldukları her şeyle birlikte diri diri ölüler diyarına indiler. Yer onların üzerine kapandı. Topluluğun arasından yok oldular. (Sheol )
Hahoi amamouh hoi a tawn awh e naw pueng hah tangkom dawk a hringo koung a bo awh. Talai ni a kâko a cakuep teh, ka kamkhueng e naw koehoi he a kahma awh. (Sheol )
Çünkü size karşı öfkem ateş gibi tutuşup Ölüler diyarının derinliklerine dek yanacak. Yeryüzünü ve ürününü yutup yok edecek Ve dağların temellerini tutuşturacak. (Sheol )
Ka lungkhuek teh hmai ka sawi. Kadung poung e sheol totouh a kak han. Talai dawk e a pawhik kamtawisak vaiteh mon kamhungnae totouh a kak han. (Sheol )
RAB öldürür de diriltir de, Ölüler diyarına indirir ve çıkarır. (Sheol )
BAWIPA teh duesakthainae, hringsakthainae, phuen totouh duesaknae hoi thawsaknae kâ a tawn. (Sheol )
Ölüler diyarının bağları sardı, Ölüm tuzakları çıktı karşıma. (Sheol )
Sheol lungmathoenae ni na kalup awh teh, duenae karapnaw ni sut na pawp. (Sheol )
Sen aklına uyanı yap, ama onun ak saçlı başının esenlik içinde ölüler diyarına gitmesine izin verme. (Sheol )
Hatdawkvah, na lungang e patetlah tawk haw, a sam kaponaw phuen vah karoumcalah loum sak hanh. (Sheol )
Ama sen sakın onu cezasız bırakma. Ona ne yapacağını bilecek kadar akıllısın. Onun ak saçlı başını ölüler diyarına kanlar içinde gönder.” (Sheol )
Hatdawkvah, yonnae ka tawn hoeh e patetlah pouk hanh. Bangkongtetpawiteh, nang teh tami lungkaang lah na o. A lathueng vah bangtelamaw ka sak han tie hah na panue han doeh. Phuen dawk a sam kaponaw teh thipaling hoi na ceisak han telah atipouh. (Sheol )
Bir bulutun dağılıp gitmesi gibi, Ölüler diyarına inen bir daha çıkmaz. (Sheol )
Tâmai kâhin teh, a kahma e patetlah, duenae tangkom thung ka cet e ni bout ban mahoeh toe. (Sheol )
Onlar gökler kadar yüksektir, ne yapabilirsin? Ölüler diyarından derindir, nasıl anlayabilirsin? (Sheol )
Kalvan hlak hai a rasang teh, nang ni bangmaw na sak thai, Phuennaw hlak hai hoe adung teh, nang ni bangmaw na panue. (Sheol )
“Keşke beni ölüler diyarına gizlesen, Öfken geçinceye dek saklasan, Bana bir süre versen de, beni sonra anımsasan. (Sheol )
Oe phuen koe na hrawk sak haw, na lungkhueknae a roum hoeh roukrak na hrawk haw, atueng hah na pouk pouh nateh, na pahnim hanh. (Sheol )
Ölüler diyarını evim diye gözlüyorsam, Yatağımı karanlığa seriyorsam, (Sheol )
Phuen hah ka im patetlah ka ring teh, hmonae thung vah ikhun ka sak pawiteh, (Sheol )
Umut benimle ölüler diyarına mı inecek? Toprağa birlikte mi gireceğiz?” (Sheol )
Duenae kho takhang koe lah, a kamleng awh vaiteh, vaiphu dawk rei ka kâhat han namaw, telah ati. (Sheol )
Ömürlerini bolluk içinde geçirir, Esenlik içinde ölüler diyarına inerler. (Sheol )
Hringnawmnae hoi atueng aloum sak awh teh dongdengca dawk phuen vah a cei awh. (Sheol )
Kuraklık ve sıcağın eriyen karı alıp götürdüğü gibi Ölüler diyarı da günahlıları alıp götürür. (Sheol )
Kawmpoi khumbei kâan e ni tadamtui a kamyawt sak. Hot patetvanlah, phuen ni yonnae ka sak e hah a payawp awh. (Sheol )
Tanrı'nın önünde ölüler diyarı çıplaktır, Yıkım diyarı örtüsüz. (Sheol )
A hmalah duenae caici lah ao. Rawkphainae ni ramuknae tawn hoeh. (Sheol )
Çünkü ölüler arasında kimse seni anmaz, Kim şükür sunar sana ölüler diyarından? (Sheol )
Bangkongtetpawiteh, duenae koehoi nang pouknae awmhoeh, apinimouh phuen koehoi lunghawinae lawk a dei han. (Sheol )
Kötüler ölüler diyarına gidecek, Tanrı'yı unutan bütün uluslar... (Sheol )
Tamikathoutnaw teh Cathut ka pahnim e miphunnaw hoi sheol dawk a kak awh han. (Sheol )
Çünkü sen beni ölüler diyarına terk etmezsin, Sadık kulunun çürümesine izin vermezsin. (Sheol )
Bangkongtetpawiteh, ka muitha teh phuen vah na cettakhai mahoeh. Na tami kathoung teh pawklawi e na pasoung mahoeh. (Sheol )
Ölüler diyarının bağları sarmıştı, Ölüm tuzakları çıkmıştı karşıma. (Sheol )
Sheol lungmathoenae ni na kalup teh, duenae tangkam ni na kangdue sin. (Sheol )
Ya RAB, beni ölüler diyarından çıkardın, Yaşam verdin bana, ölüm çukuruna düşürmedin. (Sheol )
Oe BAWIPA, ka hringnae heh phuen thung hoi na rasa teh, tangkom dawk ka bo hoeh nahanlah na hring sak. (Sheol )
Utandırma beni, ya RAB, sana sesleniyorum; Kötüler utansın, ölüler diyarında sesleri kesilsin. (Sheol )
Oe BAWIPA, kaya hoi na awm sak hanh. Bangkongtetpawiteh, nang teh na kaw toe. Tamikathoutnaw teh, kaya laihoi phuen vah duem awm awh naseh. (Sheol )
Sürü gibi ölüler diyarına sürülecekler, Ölüm güdecek onları. Tan ağarınca doğrular onlara egemen olacak, Cesetleri çürüyecek, Ölüler diyarı onlara konut olacak. (Sheol )
A duenae hmuen koelah ceikhai e tu patetlah ao awh. Duenae ni a ca awh han. Tamikalannaw ni khodai toteh a uk awh han. A onae hmuen koehoi ahlanae hmuen koe a takthai meihawinae naw teh, phuen vah koung a pawk han. (Sheol )
Ama Tanrı beni Ölüler diyarının pençesinden kurtaracak Ve yanına alacak. (Sela) (Sheol )
Hatei, ka hringnae hateh, Cathut ni phuen thaonae koehoi a ratang han. Bangkongtetpawiteh, ama ni na coe han. (Sheol )
Ölüm yakalasın düşmanlarımı ansızın, Diri diri ölüler diyarına insinler; Çünkü içleri ve evleri kötülük dolu. (Sheol )
Duenae ni man naseh. Hringo hoi sheol dawk cet naseh. Bangkongtetpawiteh, hawihoehnae teh ahnimouh koe ao. (Sheol )
Çünkü bana sevgin büyüktür, Canımı ölüler diyarının derinliklerinden sen kurtardın. (Sheol )
Bangkongtetpawiteh, kai dawk na lungmanae teh a len poung. Ka dungpoung e Sheol hoi ka muitha teh na rungngang toe. (Sheol )
Çünkü sıkıntıya doydum, Canım ölüler diyarına yaklaştı. (Sheol )
Ka hringnae teh runae hoi a kawi teh, Sheol phuen teng rek ka pha toe. (Sheol )
Var mı yaşayıp da ölümü görmeyen, Ölüler diyarının pençesinden canını kurtaran? (Sela) (Sheol )
Apipatet mouh duenae kâhmo laipalah ka hring thai. Phuen thaonae dawk hoi kârungngang thai e apimouh kaawm. (Sheol )
Ölüm iplerine dolaşmıştım, Ölüler diyarının kâbusu yakama yapışmıştı, Sıkıntıya, acıya gömülmüştüm. (Sheol )
Due patawnae ni na kalup, sheol patawnae ni na kuet, kângairu lungmathoe hoi ka o. (Sheol )
Göklere çıksam, oradasın, Ölüler diyarına yatak sersem, yine oradasın. (Sheol )
Kalvan ka luen pawiteh hawvah nang teh na o. Phuen koe yannae ka phai nakunghai hawvah nang teh na o. (Sheol )
Sabanla sürülüp yarılmış toprak gibi, Saçılmış kemiklerimiz ölüler diyarının ağzına. (Sheol )
Talai tai e laitueng pâpâwn e patetlah, kaie ka hrunaw teh phuen longkha koe a kâyat. (Sheol )
Onları ölüler diyarı gibi diri diri, Ölüm çukuruna inenler gibi Bütünüyle yutalım. (Sheol )
Sheol patetlah a hring lahoi payawp awh vaiteh, kadungpoung e tangkom dawk ka bawt e patetlah, (Sheol )
Ayakları ölüme gider, Adımları ölüler diyarına ulaşır. (Sheol )
A khok ni duenae lamthung a pâtam teh, a khok takan ni sheol hmai a pâtam. (Sheol )
Ölüler diyarına giden yoldur onun evi, Ölüm odalarına götürür. (Sheol )
Ahnie im teh phuen koe ceinae lamkalen lah ao teh, duenae tangkom thung na ka hrawi e lah ao. (Sheol )
Ne var ki, evine girenler ölüme gittiklerini, Ona konuk olanlar Ölüler diyarının dibine indiklerini bilmezler. (Sheol )
Hatei, hawvah tamikadoutnaw ao teh, amae imyinnaw teh adungnae koe sheol dawk ao awh tie hah hote tongpa ni panuek hoeh. (Sheol )
RAB, ölüm ve yıkım diyarında olup biteni bilir, Nerde kaldı ki insanın yüreği! (Sheol )
Sheol hoi rawkphainae teh BAWIPA hmalah a kamnue, tami canaw e lungthin teh hoe a kamnue han. (Sheol )
Sağduyulu kişi yukarıya, yaşama giden yoldadır, Bu da ölüler diyarına inmesini önler. (Sheol )
Tamilungkaangnaw e hringnae lamthung teh kahlun lah a luen, hothateh rahim lae sheol lam dawk hoi a kamlang thainae doeh. (Sheol )
Onu değnekle döversen, Canını ölüler diyarından kurtarırsın. (Sheol )
Bongpai hoi hem nateh a hringnae hah sheol dawk hoi rungngang haw. (Sheol )
Ölüm ve yıkım diyarı insana doymaz, İnsanın gözü de hiç doymaz. (Sheol )
Sheol hoi rawkkahmanae teh khout boihoeh, hot patetlah tami e mit ni a khout tie tawn boihoeh. (Sheol )
Ölüler diyarı, kısır rahim, Suya doymayan toprak ve ‘Yeter’ demeyen ateş. (Sheol )
Tangkom, kating e thun, tui ka boum hoeh e talai, a khout toe ka tet boihoeh e hmai naw hah doeh. (Sheol )
Çalışmak için eline ne geçerse, var gücünle çalış. Çünkü gitmekte olduğun ölüler diyarında iş, tasarı, bilgi ve bilgelik yoktur. (Sheol )
Tawk hane kaawm e pueng hah thahmei laihoi tawk awh. Bangkongtetpawiteh, atu na cei teh na pha hane hmu e, tami kadout kho teh thaw tawknae, kho pouknae, thoumthainae, lungangnae hai awm mahoeh toe. (Sheol )
Beni yüreğinin üzerine bir mühür gibi, Kolunun üzerine bir mühür gibi yerleştir. Çünkü sevgi ölüm kadar güçlü, Tutku ölüler diyarı kadar katıdır. Alev alev yanar, Yakıp bitiren ateş gibi. (Sheol )
Kai teh nange na lung dawkvah tacik na kin leih lah. Na kut dawk hai tacik na kin leih. Bangkongtetpawiteh, lungpatawnae teh, due e patetlah a thao. Dipmanae lungthin teh phuen kho patetlah a ru. Ahnie a hue teh, hmaisaan hoi hmaito patetlah ao. (Sheol )
Bu yüzden doymak bilmeyen ölüler diyarı ağzını ardına kadar açtı; Yeruşalim'in soyluları, sıradan insanları ve gürültülü bir şekilde eğlenenleri oraya inecek. (Sheol )
Hatdawkvah, Phuen kho (Sheol) ni a ngainae a len sak teh, apâhni teh bangnue thai hoeh hane totouh a ang teh, Zion bawilennae hoi a taminaw teh, hrawang laihoi, ka lamtu e naw hoi reirei a kum awh han. (Sheol )
“Tanrın RAB'den bir işaret iste; ölüler diyarı kadar derin, gökler kadar yüksek olsun.” (Sheol )
Adungnae koehai thoseh, a rasangnae hmuen koehai thoseh, kâhet haw telah BAWIPA Cathut ni Ahaz koe atipouh. (Sheol )
Toprağın altındaki ölüler diyarı Babil Kralı'nı karşılamak için sabırsızlanıyor. Onun gelişi ölüleri, Dünyanın eski önderlerini heyecanlandırıyor; Ulusları yönetmiş kralları Tahtlarından ayağa kaldırıyor. (Sheol )
Nang na tho toteh dawn hanelah, tami kadout kho teh a kâcai. Talai ukkungnaw pueng a hroecoe teh, ram tangkuem e siangpahrangnaw pueng hai amamae bawitungkhung dawk hoi a thaw sak. (Sheol )
Görkemin de çenklerinin sesi de Ölüler diyarına indirildi. Altında kurtlar kaynaşacak, Üstünü kurtçuklar kaplayacak. (Sheol )
Nange raim onae, nange ratoung lawk teh tami kadout kho a cei awh toe. Pârinaw teh na yan nahanelah ao teh, ahrinaw teh na kâkhu e lah ao. (Sheol )
Ancak ölüler diyarına, Ölüm çukurunun dibine İndirilmiş bulunuyorsun. (Sheol )
Hatei, nang teh tami kadout kho, kadung poung e tangkom thung na bo toe. (Sheol )
Şöyle diyorsunuz: “Ölümle antlaşma yaptık, ölüler diyarıyla uyuştuk; öyle ki, büyük bela ülkeden geçerken bize zarar vermeyecek. Çünkü yalanları kendimize sığınak yaptık, hilenin ardına gizlendik.” (Sheol )
Bangkongtetpawiteh, nangmouh ni, kaimouh teh duenae hoi lawkkam ka sak awh toe. Phuen hoi lawkkâcat awh toe. Lacik kathout a tho toteh, kaimouh koe tho mahoeh. Bangkongtetpawiteh, Laithoe hah kâuepnae lah ao teh, dumyennae dawk kâhro awh toe, telah na dei awh. (Sheol )
Ölümle yaptığınız antlaşma yürürlükten kaldırılacak, ölüler diyarıyla uyuşmanız geçerli sayılmayacak. Büyük bela ülkeden geçerken sizi çiğneyecek. (Sheol )
Duenae hoi lawkkam na sak e teh a rawk han. Phuen hoi lawkkam na sak e hai kangcoung mahoeh. Runae a pha toteh, nangmouh hah reprep na coungroe awh han. (Sheol )
“Hayatımın baharında ölüler diyarının kapılarından geçip Ömrümün geri kalan yıllarından yoksun mu kalmalıyım?” demiştim, (Sheol )
muengmueng ka o navah, ka due han doeh toe. Kaawm rae hringnae ka coe hoeh toe telah ka ti. (Sheol )
Çünkü ölüler diyarı sana şükredemez, Ölüm övgüler sunmaz sana. Ölüm çukuruna inenler senin sadakatine umut bağlayamaz. (Sheol )
Bangkongtetpawiteh, phuen niteh, nang koe lunghawilawk dei thai hoeh. Tami kadout ni nang na pholen thai hoeh. Tangkom dawk ka bawt e ni nange yuemkamcunae hah ngaihawi thai hoeh. (Sheol )
Çeşit çeşit hoş kokular sürünüp ilah Molek'e yağ götürdünüz. Elçilerinizi ta uzaklara gönderdiniz, Ölüler diyarına dek alçalttınız kendinizi. (Sheol )
Satui na sin teh siangpahrang koe na cei toe. Hmuitui na pung sak toe. Laiceinaw hah ahlanae koe na patoun teh, Sheol totouh na patoun toe. (Sheol )
“‘Egemen RAB şöyle diyor: Sedir ağacı ölüler diyarına indiği gün, ona yas tutsunlar diye derin su kaynaklarını kapattım. Irmaklarını durdurdum, gür sularının önünü kestim. O ağaç yüzünden Lübnan'ı karanlığa boğdum, bütün orman ağaçlarını kuruttum. (Sheol )
BAWIPA Jehovah ni hettelah a dei, ahni teh duenae kho koe a ceinae hnin dawk kadungpoung e hmuen koe, ahni hanelah rohni hoi ka khu han, tuipui kaman teh, ka lenpoung e tuipui ka ban sak, ahni teh Lebanon hanelah rohni ka kho sak teh, kahrawngum e thing pueng ahni kecu dawk a lung a pout awh. (Sheol )
Ölüm çukuruna inenlerle birlikte onu ölüler diyarına indirdiğimde, yıkılışının gürültüsünden ulusları titrettim. O zaman Aden Bahçesi'ndeki bütün ağaçlar, Lübnan'ın en seçkin, en iyi, bol sulanan ağaçları yerin derinliklerinde avunç buldu. (Sheol )
A rawpnae a pawlawk dawk, miphun hoi ka pâyaw sak teh, tangkom thung ka kum tangcoung e naw koe sheol ka pabo hnin vah, Eden thing pueng Lebanon thing kahawinaw hoi tui ka net e pueng hah talai rahim vah karoumcalah ao awh. (Sheol )
Gölgesinde yaşayanlar, uluslar arasında onu destekleyenler de onunla birlikte ölüler diyarına, kılıçla öldürülmüşlerin yanına indiler. (Sheol )
Tahloi hoi thei e koe, ahnimouh hai sheol koe lah a kum awh van teh, miphunnaw koe a tâhlip rahim kho ouk kasaknaw a thasainae kutnaw hoi, (Sheol )
Güçlü önderler, ölüler diyarından, Mısır ve onu destekleyenler için, ‘Aşağı indiler, kılıçla öldürülen sünnetsizlerle birlikte burada yatıyorlar’ diyecekler. (Sheol )
Athakaawme ni sheol thung hoi ahni hoi ahni kabawmkungnaw hah a pato awh han, tahloi hoi thei e vuensoma hoeh e naw a kum awh teh pou a yan awh. (Sheol )
Ölüler diyarına savaş silahlarıyla inen, kılıçları başlarının altına konan, kalkanları kemikleri üzerine yerleştirilen öbür öldürülmüş sünnetsiz yiğitlerle birlikte mezara konmayacak mı onlar? Oysa bu yiğitler yaşayanlar diyarında korku salmışlardı. (Sheol )
Vuensom a hoeh e tami athakaawme ka rawm e, tarantuknae puengcang hoi sheol dawk ka kum e, tahloi hah a lû rahim a hruek teh, a hrunaw dawk amamae yon ao, bangkongtetpawiteh, ahnimouh teh ka hring e ram dawk e tami thasai, lungpuennae kaawmsakkungnaw doeh. (Sheol )
“Onları fidyeyle kurtaracağım Ölüler diyarının elinden, Ölümden fidyeyle kurtaracağım. Felaketin nerede, ey ölüm? Yıkıcılığın nerede, ey ölüler diyarı? Hiç pişmanlık duymayacağım. (Sheol )
Ahnimouh hah, phuen thaonae dawk hoi ka ratang vaiteh, duenae dawk hoi ka hlout sak han. Oe, duenae nange pali patawnae lah na o teh, Oe, phuen nange rawknae lah ka o sak han. Pan ka ngai nahanlah banglahai na ngai hoeh. (Sheol )
Ölüler diyarını delip girseler, Elimi uzatıp onları çıkaracağım. Göklere çıksalar, Onları oradan indireceğim. (Sheol )
Sheol totouh ka tai nakunghai ka sawn han. Kalvan ka luen nakunghai ka pabo han. (Sheol )
“Ya RAB, sıkıntı içinde sana yakardım, Yanıtladın beni. Yardım istedim ölüler diyarının bağrından, Kulak verdin sesime. (Sheol )
Kai teh runae ka kâhmo dawkvah, Cathut ka kaw teh na thai pouh. Duenae vonthung hoi kaw e lawk na thai pouh. (Sheol )
Servet aldatıcıdır. Küstahlar kalıcı değildir; Açgözlüdürler ölüler diyarı gibi Ve ölüm gibi hiç doymazlar. Ülkeleri ele geçirip halkları tutsak alırlar. (Sheol )
Hothloilah misur, thouk ka net e tami teh lawkkam cak hoeh. Kâoup e tami teh amae hmuen koe awm thai laipalah, amae hounlounnae hah phuen patetlah akaw sak teh, duenae patetlah karoum thai hoeh e lungthin a tawn teh, khocaramca naw pueng hah a man teh, ama koe a kamkhueng sak. (Sheol )
Ama ben size diyorum ki, kardeşine öfkelenen herkes yargılanacaktır. Kim kardeşine aşağılayıcı bir söz söylerse, Yüksek Kurul'da yargılanacaktır. Kim kardeşine ahmak derse, cehennem ateşini hak edecektir. (Geenna )
Kaie kâlawk teh, apipatet hai a hmaunawngha koe a lung ka khuek e teh, sanhedrin lawkcengnae taki ka tho a khang han. Apipatethai a hmaunawngha kaisue sin e teh lawk tâtuengnae koevah a pha han. Apipatethai a hmaunawngha thoe ka bo e teh, Hell hmai dawkvah hmaikaknae a khang hanlah a kamcu. (Geenna )
Eğer sağ gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme atılmasından iyidir. (Geenna )
Hatdawkvah, aranglae na mit ni na yon sak pawiteh, hote na mit hah cawngkhawi lawih. Na takbuem lahoi hell dawk na bo hlak teh, na tak dawk e puengcang buet touh a rawk e heh bet ahawihnawn. (Geenna )
Eğer sağ elin günah işlemene neden olursa, onu kes at. Çünkü vücudunun bir üyesinin yok olması, bütün vücudunun cehenneme gitmesinden iyidir. (Geenna )
Hot patetvanlah, aranglae na kut ni nakunghai na yon sak pawiteh, hote na kut hah tâtueng lawih. Na takbuem lah hell dawk na cei hlak teh, na tak dawk e puengcang buet touh a rawk e heh bet ahawihnawn. (Geenna )
Bedeni öldüren, ama canı öldüremeyenlerden korkmayın. Canı da bedeni de cehennemde mahvedebilen Tanrı'dan korkun. (Geenna )
Tak ka thet thai niteh, muitha ka thet thai hoeh e hah taket awh hanh. Tak hoi muitha hah hell dawk mek ka thet thai e hah hoe taket awh. (Geenna )
Ya sen, ey Kefarnahum, göğe mi çıkarılacaksın? Hayır, ölüler diyarına indirileceksin! Çünkü sende yapılan mucizeler Sodom'da yapılmış olsaydı, bugüne dek ayakta kalırdı. (Hadēs )
Kapernuam kho, nang teh kalvan totouh tawm lah na kaawm ei nakunghai, phuen kho totouh pabo lah na o han. Na thungvah thaonae hno sak lah kaawm e naw hah Sodom kho dawkvah ka sak pawiteh, hote kho teh atu sittouh kangdout han ei. (Hadēs )
İnsanoğlu'na karşı bir söz söyleyen, bağışlanacak; ama Kutsal Ruh'a karşı bir söz söyleyen, ne bu çağda, ne de gelecek çağda bağışlanacaktır. (aiōn )
Tami Capa hah a pahni hoi ka yon e yon ngaithoum thai. Kathoung Muitha hah a pahni hoi ka yon e yon teh atu a hring na hai, due hnukkhu hring nah hai ngaithoum thai mahoeh. (aiōn )
Dikenler arasında ekilen de şudur: Sözü işitir, ama dünyasal kaygılar ve zenginliğin aldatıcılığı sözü boğar ve ürün vermesini engeller. (aiōn )
Pâkhing um ka bawt e cati tingainae teh, Lawk kamthang hah a thai eiteh, talaivan hnopai dawk lungpuennae hoi hnopai tawntanae ni a dumyen teh, hote hno ni kamthang lawk hah a katek dawkvah, a paw paw thai hoeh tingainae doeh. (aiōn )
Deliceleri eken düşman, İblis'tir. Biçim vakti, çağın sonu; orakçılar ise meleklerdir. (aiōn )
Kahrawng e pho mu ka hei e taran hateh Kahraimathout doeh. Canga tue teh het talaivan poutnae doeh. Cang ka a e naw teh kalvantaminaw doeh. (aiōn )
“Deliceler nasıl toplanıp yakılırsa, çağın sonunda da böyle olacaktır. (aiōn )
Kahrawng phokungnaw hah phawk vaiteh hmai phum e patetlah het talai apout navah kaawm han. (aiōn )
Çağın sonunda da böyle olacak. Melekler gelecek, kötü kişileri doğruların arasından ayırıp kızgın fırına atacaklar. Orada ağlayış ve diş gıcırtısı olacaktır.” (aiōn )
Hot patetlah talai a pout navah kalvantaminaw ni kum awh vaiteh, tami kalannaw um hoi tamikayonnaw teh rawi ka pek vaiteh, (aiōn )
Ben de sana şunu söyleyeyim, sen Petrus'sun ve ben kilisemi bu kayanın üzerine kuracağım. Ölüler diyarının kapıları ona karşı direnemeyecek. (Hadēs )
Nang koevah ka dei, nang teh Piter doeh. Hete lungsong dawkvah Kaie kawhmoun ka kangdue sak han. Hot teh duenae longkha ni hai tâ thai mahoeh. (Hadēs )
“Eğer elin ya da ayağın günah işlemene neden olursa, onu kesip at. Tek el, tek ayakla yaşama kavuşman, iki elle, iki ayakla sönmez ateşe atılmandan iyidir. (aiōnios )
Na kut khok ni na payon sak pawiteh kut khok hah tâtueng. Kut khok kuep laihoi ayungyoe hmai dawk a yungyoe na bo hlak teh kut khok kuep laipalah hringnae dawk na kâen pawiteh bet ahawi. (aiōnios )
Eğer gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Tek gözle yaşama kavuşman, iki gözle cehennem ateşine atılmandan iyidir. (Geenna )
Na mit ni na payon sak pawiteh na mit hah cawngkhawih. Na mit kahni touh hoi hell hmai dawk na bo hlak teh mit vang dueng hoi hringnae dawk na kâen pawiteh bet ahawi. (Geenna )
Adamın biri İsa'ya gelip, “Öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için nasıl bir iyilik yapmalıyım?” diye sordu. (aiōnios )
Hathnukkhu, tami buet touh a tho teh, Bawi kahawi, yungyoe hringnae coe thai nahanlah bangpatet e hnokahawi maw ka sak han telah a pacei. (aiōnios )
Benim adım uğruna evlerini, kardeşlerini, anne ya da babasını, çocuklarını ya da topraklarını bırakan herkes, bunların yüz katını elde edecek ve sonsuz yaşamı miras alacak. (aiōnios )
Apipatethai ka min kecu dawk imlaw, hmaunawngha, manu napa, yucanaw buetbuet touh ka cettakhai e teh a let cum touh a coe vaiteh a yungyoe hringnae râw hah a pang han. (aiōnios )
Yol kenarında gördüğü bir incir ağacına yaklaştı. Ağaçta yapraktan başka bir şey bulamayınca ağaca, “Artık sonsuza dek sende meyve yetişmesin!” dedi. İncir ağacı o anda kurudu. (aiōn )
Lam teng vah a hna dueng kanaw e thaibunglung kung buet touh hah a hmu. A kung koe a cei sin navah a paw banghai ao hoeh dawk atu hoi nâtuek hai nang dawk a paw paw sak hanh lawih atipouh. Hote thaibunglung kung teh tang a ke. (aiōn )
“Vay halinize ey din bilginleri ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Tek bir kişiyi dininize döndürmek için denizleri, kıtaları dolaşırsınız. Dininize döneni de kendinizden iki kat cehennemlik yaparsınız. (Geenna )
A laikathout e cakathutkungnaw hoi Farasinaw, yawthoe lah na o awh. Bangkongtetpawiteh, tami buet touh hai namamae bawknae dawk kâen sak hanlah talî hoi a oung pheng na katin awh teh, na kâen sak hnukkhu teh namamouh hlak let hni e hell ca lah na o sak awh. (Geenna )
“Sizi yılanlar, engerekler soyu! Cehennem cezasından nasıl kaçacaksınız? (Geenna )
Hrunthoe catounnaw bangtelamaw lawkcengnae hell thung hoi na hlout a thai han raw vaw. (Geenna )
İsa, Zeytin Dağı'nda otururken öğrencileri yalnız olarak yanına geldiler. “Söyle bize” dediler, “Bu dediklerin ne zaman olacak, senin gelişini ve çağın bitimini gösteren belirti ne olacak?” (aiōn )
Hathnukkhu, Olive Mon dawk a tahung navah, a hnukkâbangnaw ni alouknaw bawk laipalah Jisuh koe rek a hnai awh teh, hote hnonaw teh nâtuek maw a tho han, let na tho nahane hoi talaivan a pout nahane minoutnaw teh bangtelamaw ao han na dei pouh haw atipouh awh. (aiōn )
“Sonra solundakilere şöyle diyecek: ‘Ey lanetliler, çekilin önümden! İblis'le melekleri için hazırlanmış sönmez ateşe gidin! (aiōnios )
Hat toteh, siangpahrang ni, avoilah kaawmnaw koevah, nangmouh thoebo lah na kaawmnaw, kahraimathout hoi amae a hunaw hanlah sut rakueng pouh e a yungyoe hmai thungvah kai koehoi kâtakhoe awh. (aiōnios )
“Bunlar sonsuz azaba, doğrular ise sonsuz yaşama gidecekler.” (aiōnios )
Hotnaw teh a yungyoe reknae koe cet awh vaiteh, tami kalannaw teh a yungyoe hringnae koe a cei awh han a ti. (aiōnios )
size buyurduğum her şeye uymayı onlara öğretin. İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim.” (aiōn )
Kai ni nangmouh koe kâ na poe e pueng hah a tarawi awh nahanlah cangkhai awh. Kai teh talai van a pout totouh nangmouh hoi cungtalah pou ka o telah a hnukkâbangnaw koe atipouh. (aiōn )
ama Kutsal Ruh'a küfreden asla bağışlanmayacak. Bunu yapan, asla silinmeyecek bir günah işlemiş olur.” (aiōn , aiōnios )
Hatei, Kathoung Muitha ka pacekpahlek e teh nâtuek hai ngaithoum thai mahoeh. Yungyoe thoebonae a khang han. (aiōn , aiōnios )
ama dünyasal kaygılar, zenginliğin aldatıcılığı ve daha başka hevesler araya girip sözü boğar ve ürün vermesini engeller. (aiōn )
talaivan hno dawk lungpuennae, hnopai ni dumyennae hoi, alouke hnonaw noenae lungthin ni a ramuk dawkvah a paw paw thai awh hoeh tingainae doeh. (aiōn )
Eğer elin günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek elle yaşama kavuşman, iki elle sönmez ateşe, cehenneme gitmenden iyidir. (Geenna )
Na kut ni na yon sak pawiteh na kut tâtueng. (Geenna )
Eğer ayağın günah işlemene neden olursa, onu kes. Tek ayakla yaşama kavuşman, iki ayakla cehenneme atılmandan iyidir. (Geenna )
Na khok ni na yon sak pawiteh na khok tâtueng haw. (Geenna )
Eğer gözün günah işlemene neden olursa, onu çıkar at. Tanrı'nın Egemenliği'ne tek gözle girmen, iki gözle cehenneme atılmandan iyidir. (Geenna )
Na mit ni na yon sak pawiteh, na mit cawngkhawih. (Geenna )
İsa yola çıkarken, biri koşarak yanına geldi. Önünde diz çöküp O'na, “İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” diye sordu. (aiōnios )
Lam dawk a cei awh lahun nah, tami buet touh Jisuh koe a yawng teh, a khokcuengkhuem laihoi a hmalah a tabo teh, saya kahawi, a yungyoe hringnae pang thai nahanelah, bangmaw ka sak han telah a pacei. (aiōnios )
bu çağda çekeceği zulümlerle birlikte yüz kat daha fazla eve, kardeşe, anneye, çocuğa, toprağa ve gelecek çağda sonsuz yaşama kavuşmayacak hiç kimse yoktur. (aiōn , aiōnios )
alet 100 touh e yawhawinae lah kaawm e atu tueng nah rektapnae hoiyah, Imlaw, hmaunawngha, tawncanu, manu, canaw hai thoseh, due hnukkhu hoi yungyoe hringnae hai thoseh, a pang awh han atipouh. (aiōn , aiōnios )
İsa ağaca, “Artık sonsuza dek senden kimse meyve yiyemesin!” dedi. Öğrencileri de bunu duydular. (aiōn )
sahnin totouh hoi nange apaw hah apinihai cat hanh seh atipouh. Hote lawk hah a hnukkâbangnaw ni hai a thai awh. (aiōn )
O da sonsuza dek Yakup'un soyu üzerinde egemenlik sürecek, egemenliğinin sonu gelmeyecektir.” (aiōn )
Ahni ni Jakop catounnaw hah pout laipalah a uk han. Ahnie uknaeram teh poutnae awm mahoeh telah atipouh. (aiōn )
Atalarımıza söz verdiği gibi, İbrahim'e ve onun soyuna sonsuza dek Merhamet etmeyi unutmayarak Kulu İsrail'in yardımına yetişti.” (aiōn )
Abraham koehoi a catounnaw koe pahrennae pou a sak hanelah a pouk teh, amae san Isarelnaw a tawmdawm toe telah atipouh. (aiōn )
Eski çağlardan beri Kutsal peygamberlerinin ağzından bildirdiği gibi, Kulu Davut'un soyundan Bizim için güçlü bir kurtarıcı çıkardı; (aiōn )
maimouh hanelah rungngangnae ki teh a sanpa Devit e catoun dawk hoi a tho sak toe. (aiōn )
Cinler, dipsiz derinliklere gitmelerini buyurmasın diye İsa'ya yalvarıp durdular. (Abyssos )
Hathnukkhu hoi kahrainaw ni ka dungpoung e hmuen koe pâlei hane kâ a poe hoeh nahanelah a kâhei awh. (Abyssos )
Ya sen, ey Kefarnahum, göğe mi çıkarılacaksın? Hayır, ölüler diyarına indirileceksin! (Hadēs )
Oe, Kapernuam khopui, nang teh kalvan totouh na tawmdawm eiteh phuen totouh pabonae na khang han. (Hadēs )
Bir Kutsal Yasa uzmanı İsa'yı denemek amacıyla gelip şöyle dedi: “Öğretmenim, sonsuz yaşamı miras almak için ne yapmalıyım?” (aiōnios )
Hnin touh hnin vah, kâlawk kacangkhaikung buet touh a kangdue teh, saya yungyoe hringnae hmu hanelah bangmaw ka sak han telah a tanouk. (aiōnios )
Kimden korkmanız gerektiğini size açıklayayım: Kişiyi öldürdükten sonra cehenneme atma yetkisine sahip olan Tanrı'dan korkun. Evet, size söylüyorum, O'ndan korkun. (Geenna )
Bangpatet e tami maw na taki han tetpawiteh tak ka thet thai ni teh hell dawk ka tâkhawng thai e hah taket awh. Atangcalah na dei pouh awh. Hote tami hah taket awh. (Geenna )
“Efendisi, dürüst olmayan kâhyayı, akıllıca davrandığı için övdü. Gerçekten bu çağın insanları, kendilerine benzer kişilerle ilişkilerinde, ışıkta yürüyenlerden daha akıllı oluyorlar. (aiōn )
Hote hnopai ka khen ni teh tami ka dumyen e ni hot patetlah huenghai hoi hno a sak dawkvah a bawipa ni a oup. Bangkongtetpawiteh hete talaivan capanaw ni a thaw tawk e dawkvah angnae capanaw hlak vah a lunganghnawn telah ati. (aiōn )
Size şunu söyleyeyim, dünyanın aldatıcı servetini kendinize dost edinmek için kullanın ki, bu servet yok olunca sizi sonsuza dek kalacak konutlara kabul etsinler.” (aiōnios )
Bout ka dei e teh, na due torei a yungyoe kangning e lukkareiim dawk hui na tawn thai awh nahanelah, kangning hoeh e talai hno hno awh. (aiōnios )
Ölüler diyarında ıstırap çeken zengin adam başını kaldırıp uzakta İbrahim'i ve onun yanında Lazar'ı gördü. (Hadēs )
Tangreng bawi teh hell dawk a bo teh puenghoi ka patawpoung lah khang laihoi ao. A moung teh a khet navah, Abraham hoi a lungtabue dawk kaawm e Lazarus hah ahlanae koehoi a hmu. (Hadēs )
İleri gelenlerden biri İsa'ya, “İyi öğretmenim, sonsuz yaşama kavuşmak için ne yapmalıyım?” diye sordu. (aiōnios )
Hahoi, bawi buet touh ni Bawipa hanelah, kahawipoung e saya, a yungyoe hringnae râw ka coe thai nahanelah bangmaw ka sak han telah atipouh. (aiōnios )
da bu çağda bunların kat kat fazlasına ve gelecek çağda sonsuz yaşama kavuşmayacak hiç kimse yoktur.” (aiōn , aiōnios )
atu e tueng dawkvah alet moikapap lah hawinae a coe vaiteh hmalae tueng dawkvah yungyoe hringnae a pang han, telah atipouh. (aiōn , aiōnios )
İsa onlara şöyle dedi: “Bu çağın insanları evlenip evlendirilirler. (aiōn )
Jisuh ni a dei e teh, atu tueng e taminaw teh a kâpaluen awh, a kâha awh. (aiōn )
Ama gelecek çağa ve ölülerin dirilişine erişmeye layık görülenler ne evlenir, ne evlendirilir. (aiōn )
Hatei, a yungyoe e pang hane hoi duenae koehoi bout thawnae dawk kamcu e taminaw teh kâpaluen awh hoeh, kâhâ awh hoeh toe. (aiōn )
Öyle ki, O'na iman eden herkes sonsuz yaşama kavuşsun. (aiōnios )
A Capa ka yuem e naw pueng teh rawk laipalah yungyoe hringnae a tawn nahane doeh. (aiōnios )
“Çünkü Tanrı dünyayı o kadar çok sevdi ki, biricik Oğlu'nu verdi. Öyle ki, O'na iman edenlerin hiçbiri mahvolmasın, hepsi sonsuz yaşama kavuşsun. (aiōnios )
Cathut ni a Capa tawntoe e pasoung ditouh talaivan a lungpataw. Capa ka yuem e tami pueng teh rawk laipalah a yungyoe hringnae a tawn awh nahane doeh. (aiōnios )
Oğul'a iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Ama Oğul'un sözünü dinlemeyen yaşamı görmeyecektir. Tanrı'nın gazabı böylesinin üzerinde kalır. (aiōnios )
Capa ka yuem e teh yungyoe hringnae a tawn. Hatei, Capa ka ek e teh hringnae a hmu hoeh e dueng laipalah, Cathut lungkhueknae ahni dawk vah ao telah Jawhan ni a ti. (aiōnios )
Oysa benim vereceğim sudan içen sonsuza dek susamaz. Benim vereceğim su, içende sonsuz yaşam için fışkıran bir pınar olacak.” (aiōn , aiōnios )
Kai ni ka poe hane tui ka net e tami teh, nâtuek hai tui bout kahran mahoeh toe. Hothloilah Kai ni ka poe hane tui teh, a yungyoe ditouh ka phuek e tuikahring lah ao han telah bout atipouh. (aiōn , aiōnios )
Eken ve biçen birlikte sevinsinler diye, biçen kişi şimdiden ücretini alır ve sonsuz yaşam için ürün toplar. (aiōnios )
Cang ka a kung ni kutphu a hmu teh yungyoe hring nahanelah capai dawk a pâkhueng awh. Hatdawkvah cati ka patue e hoi cang ka a e teh reirei a konawm awh han. (aiōnios )
“Size doğrusunu söyleyeyim, sözümü işitip beni gönderene iman edenin sonsuz yaşamı vardır. Böyle biri yargılanmaz, ölümden yaşama geçmiştir. (aiōnios )
Atangcalah na dei pouh awh. Ka lawk ka thai ni teh kai na kapatounkung ka yuem e tami teh yungyoe hringnae a hmu vaiteh, ahni teh lawkcengnae koehoi hringnae dawk a kâen toe. (aiōnios )
Kutsal Yazılar'ı araştırıyorsunuz. Çünkü bunlar aracılığıyla sonsuz yaşama sahip olduğunuzu sanıyorsunuz. Bana tanıklık eden de bu yazılardır! (aiōnios )
A lawk thut e Cakathoung dawkvah yungyoe hringnae ao na ti awh teh, Cakathoung teh na touk awh. Hote Cakathoung ni doeh na kampangkhai. (aiōnios )
Geçici yiyecek için değil, sonsuz yaşam boyunca kalıcı yiyecek için çalışın. Bunu size İnsanoğlu verecek. Çünkü Baba Tanrı O'na bu onayı vermiştir.” (aiōnios )
Ka kamko kawi e rawcarawnei hanlah patang khang awh hanh. Hot hlak teh tami Capa ni nangmouh na poe teh yungyoe kangning e rawca hah tawng awh. Bangkongtetpawiteh Cathut ni ahni dawkvah amae lungkuepnae tacik a deng toe. (aiōnios )
Çünkü Babam'ın isteği, Oğul'u gören ve O'na iman eden herkesin sonsuz yaşama kavuşmasıdır. Ben de böylelerini son günde dirilteceğim.” (aiōnios )
Atangcalah a Pa e ngainae teh Capa kahmawt ni teh ka yuem e pueng ni yungyoe hringnae a hmu awh hane doeh. Kai ni hai a hnukteng e hnin dawkvah hote taminaw hah ka thaw sak han ati. (aiōnios )
Size doğrusunu söyleyeyim, iman edenin sonsuz yaşamı vardır. (aiōnios )
Atangcalah na dei pouh awh. Ka yuem e tami teh a yungyoe hringnae a tawn toe. (aiōnios )
Gökten inmiş olan diri ekmek Ben'im. Bu ekmekten yiyen sonsuza dek yaşayacak. Dünyanın yaşamı uğruna vereceğim ekmek de benim bedenimdir.” (aiōn )
Kai teh kalvan lahoi ka kum e ka hring e vaiyei lah ka o. Apihai hete vaiyei ka cat e teh a yungyoe a hring han. Kai ni na poe awh hane vaiyei teh talaivan taminaw ni a hring awh nahanelah ka pasoung e ka moi doeh atipouh. (aiōn )
Bedenimi yiyenin, kanımı içenin sonsuz yaşamı vardır ve ben onu son günde dirilteceğim. (aiōnios )
Kaie ka moi ka cat ni teh ka thi ka net e tami pueng ni yungyoe hringnae a hmu. Ahnimouh teh a hnukteng e hnin navah bout ka thaw sak han. (aiōnios )
İşte gökten inmiş olan ekmek budur. Atalarınızın yedikleri man gibi değildir. Atalarınız öldüler. Oysa bu ekmeği yiyen sonsuza dek yaşar.” (aiōn )
Hete vaiyei teh kalvan lahoi ka kum e vaiyei lah ao. Nangmae mintoenaw ni a ca awh ei, a due awh, hot patet e vaiyei nahoeh. Hete vaiyei ka cat e teh a yungyoe a hring han ati. (aiōn )
Simun Petrus şu yanıtı verdi: “Rab, biz kime gidelim? Sonsuz yaşamın sözleri sendedir. (aiōnios )
Simon Piter ni, Bawipa kaimouh ni api koe maw bout ka cei awh han, yungyoe hringnae hoi kâkuen e lawk teh Bawipa nang koe dueng doeh ao. (aiōnios )
“Köle ev halkının sürekli bir üyesi değildir, ama oğul sürekli üyesidir. (aiōn )
San ni im dawk pou awm hoeh. A capa doeh kaawm. (aiōn )
Size doğrusunu söyleyeyim, bir kimse sözüme uyarsa, ölümü asla görmeyecektir.” (aiōn )
Atangcalah na dei pouh awh. Kaie lawk ka thai ni teh ka tarawi pueng ni duenae koehoi a hlout han atipouh. (aiōn )
Yahudiler, “Seni cin çarptığını şimdi anlıyoruz” dediler. “İbrahim öldü, peygamberler de öldü. Oysa sen, ‘Bir kimse sözüme uyarsa, ölümü asla tatmayacaktır’ diyorsun. (aiōn )
Judahnaw ni hai na thung kahrai kathoute ao tie atu ka panue awh. Abraham hoi profet pueng ni be a due awh toe. Nang ni teh kaie ka lawk ka tarawi e pueng ni duenae koe phat mahoeh na ti. (aiōn )
Dünya var olalı, bir kimsenin doğuştan kör olan birinin gözlerini açtığı duyulmamıştır. (aiōn )
A manu e a vonthung hoi a mit ka dawn e a mit bout a ang sak thai tie talaivan a kamtawng pasuek hoi ka thai boihoeh. (aiōn )
Onlara sonsuz yaşam veririm; asla mahvolmayacaklar. Onları hiç kimse elimden kapamaz. (aiōn , aiōnios )
Yungyoe hringnae hai ka poe. Hote tunaw teh kamkonae koe phat mahoeh. Kaie ka kut dawk hoi apinihai na lawm thai mahoeh. (aiōn , aiōnios )
Yaşayan ve bana iman eden asla ölmeyecek. Buna iman ediyor musun?” (aiōn )
Ka hring ni teh Kai na kayuemnaw pueng nâtuek hai dout mahoeh. Kaie ka lawk na yuem maw telah a pacei navah, Martha ni oe ka yuem atipouh. (aiōn )
Canını seven onu yitirir. Ama bu dünyada canını gözden çıkaran onu sonsuz yaşam için koruyacaktır. (aiōnios )
Ama e hringnae a lung ka pataw e tami teh hringnae a sung han. Het talaivan vah amae hringnae ka hmuhma e tami teh hote hringnae hah a yungyoe hringnae hanlah a kuem. (aiōnios )
Kalabalık O'na şöyle karşılık verdi: “Kutsal Yasa'dan öğrendiğimize göre Mesih sonsuza dek kalacaktır. Nasıl oluyor da sen, ‘İnsanoğlu yukarı kaldırılmalıdır’ diyorsun? Kimdir bu İnsanoğlu?” (aiōn )
Taminaw ni kâlawk cauk dawkvah Khrih teh yungyoe ao han, telah a thut e ka panue awh, hatei, tami Capa teh pathout a han tie bangtelamaw na dei thai, atipouh awh. Hote tami Capa te apimaw atipouh awh. (aiōn )
O'nun buyruğunun sonsuz yaşam olduğunu biliyorum. Bunun için ne söylüyorsam, Baba'nın bana söylediği gibi söylüyorum.” (aiōnios )
Hatdawkvah, ka dei e naw pueng heh Pa ni lawk na thui e patetlah ka dei, telah hram laihoi a dei. (aiōnios )
Petrus, “Benim ayaklarımı asla yıkamayacaksın!” dedi. İsa, “Yıkamazsam yanımda yerin olmaz” diye yanıtladı. (aiōn )
Piter nihaiyah, Bawipa nang ni kaie ka khok pâsu hanh atipouh. Jisuh ni, kai ni ka pâsu hoehpawiteh nang teh kai hoi kâkuetnae awm mahoeh, atipouh. (aiōn )
Ben de Baba'dan dileyeceğim. O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye size başka bir Yardımcı, Gerçeğin Ruhu'nu verecek. (aiōn )
Kai ni Pa koe ka hei vaiteh, Pa ni lawkkatang kacangkhaikung Kathoung Muitha hah nangmouh na kaawmkhai hanelah na poe awh han. (aiōn )
Çünkü sen O'na bütün insanlık üzerinde yetki verdin. Öyle ki, O'na verdiklerinin hepsine sonsuz yaşam versin. (aiōnios )
Pa ni Capa hah taminaw pueng e lathueng kâtawnnae a poe toe. Het hateh Pa ni Capa koe a poe e naw pueng ni a yungyoe hringnae a hmu thai awh nahane doeh. (aiōnios )
Sonsuz yaşam, tek gerçek Tanrı olan seni ve gönderdiğin İsa Mesih'i tanımalarıdır. (aiōnios )
Yungyoe hringnae tie teh katang e Cathut, buet touh dueng ao tie hoi a patoun e Jisuh Khrih panuenae hah doeh. (aiōnios )
Çünkü sen canımı ölüler diyarına terk etmeyeceksin, Kutsalının çürümesine izin vermeyeceksin. (Hadēs )
Bangkongtetpawiteh Bawipa ni ka muitha hah phuen dawk na cettakhai mahoeh. Bawipa e a Tami Kathoung teh pawk sak mahoeh. (Hadēs )
Geleceği görerek Mesih'in ölümden dirilişine ilişkin şunları söyledi: ‘O, ölüler diyarına terk edilmedi, bedeni çürümedi.’ (Hadēs )
Devit ni kamceng lah a panue dawkvah Khrih e boutthawnae kong hah hettelah a dei. Bawipa teh phuen dawk cettakhai mahoeh. A tak hai pawknae hoi kâhmo sak mahoeh a ti. (Hadēs )
Tanrı'nın eski çağlardan beri kutsal peygamberlerinin ağzından bildirdiği gibi, her şeyin yeniden düzenleneceği zamana dek İsa'nın gökte kalması gerekiyor. (aiōn )
Cathut ni talai kamtawng hoi kathounge profetnaw koehoi a la dei awh e patetlah bangpueng a katha lah sak kathanae tueng a pha hoehroukrak kalvan vah Bawipa teh ao han. (aiōn )
Pavlus'la Barnaba ise cesaretle karşılık verdiler: “Tanrı'nın sözünü ilk önce size bildirmemiz gerekiyordu. Siz onu reddettiğinize ve kendinizi sonsuz yaşama layık görmediğinize göre, biz şimdi öteki uluslara gidiyoruz. (aiōnios )
Hatnavah Pawl hoi Barnabas ni lungtang laihoi a dei roi e teh, Cathut e lawkkatang hah nangmouh koe hmaloe pâpho han ka ngai ei teh nangmouh teh a yungyoe hringnae na hmu awh nahanlah na kamcu awh hoeh dawkvah, Jentelnaw koe lah ka kamlang awh toe. (aiōnios )
Öteki uluslardan olanlar bunu işitince sevindiler ve Rab'bin sözünü yücelttiler. Sonsuz yaşam için belirlenmiş olanların hepsi iman etti. (aiōnios )
Jentelnaw ni hote lawk a thai awh navah, a lunghawi awh teh, Bawipa e lawk hah a bawilen sak awh. Yungyoe hringnae coe hanelah hmoun tangcoung e tami pueng nihaiyah a yuem awh. (aiōnios )
Bunları ta başlangıçtan bildiren Rab, İşte böyle diyor.’ (aiōn )
ayan hoi hete lawk ka panueksakkung Bawipa ni a dei atipouh. (aiōn )
Tanrı'nın görünmeyen nitelikleri –sonsuz gücü ve Tanrılığı– dünya yaratılalı beri O'nun yaptıklarıyla anlaşılmakta, açıkça görülmektedir. Bu nedenle özürleri yoktur. (aïdios )
Bangtelah hoi maw a pâpho tetpawiteh, talaivan pek a kamtawng hoi Cathut e hmuthaihoehe a yungyoe bawilennae, a Cathutnae teh, a sak e hnonaw dawk hoi kamcengcalah panue thai kawi lah ao dawkvah, ahnimouh ni kâtang thai mahoeh. (aïdios )
Tanrı'yla ilgili gerçeğin yerine yalanı koydular. Yaradan'ın yerine yaratığa tapıp kulluk ettiler. Oysa Tanrı sonsuza dek övülmeye layıktır! Amin. (aiōn )
Ahnimouh ni lawkkatang Cathut yueng lah a kaphawk e cathut hah a tâ awh teh, kasakkung Cathut a pahnawt awh. A sak e hno hah a bawk awh. Hote Bawipa teh a yungyoe yawhawinae awmseh. Amen. (aiōn )
Sürekli iyilik ederek yücelik, saygınlık, ölümsüzlük arayanlara sonsuz yaşam verecek. (aiōnios )
Hnokahawi sak hanelah a lung katang niteh, bawilennae hoi barinae hoi kamko thai hoeh e hnonaw ka tawng e teh a yungyoe hringnae a poe han. (aiōnios )
Öyle ki, günah nasıl ölüm yoluyla egemenlik sürdüyse, Tanrı'nın lütfu da Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla sonsuz yaşam vermek üzere doğrulukla egemenlik sürsün. (aiōnios )
Hottelah pawiteh yon ni duenae lahoi na uk e patetlah lungmanae haiyah lannae lahoi na uk teh maimae Bawipa Jisuh Khrih lahoi a yungyoe hringnae coe thai nahane doeh. (aiōnios )
Ama şimdi günahtan özgür kılınıp Tanrı'nın kulları olduğunuza göre, kazancınız kutsallaşma ve bunun sonucu olan sonsuz yaşamdır. (aiōnios )
Hatei, atuteh yonnae dawk hoi na hlout awh toung dawkvah, Cathut e san lah na o awh teh thoungnae apaw hah na coe awh. Apoutnae koehai a yungyoe hringnae na pang awh han. (aiōnios )
Çünkü günahın ücreti ölüm, Tanrı'nın armağanı ise Rabbimiz Mesih İsa'da sonsuz yaşamdır. (aiōnios )
Yon phu teh duenae doeh. Cathut ni na poe e poehno teh maimae Bawipa Khrih Jisuh thung yungyoe hringnae doeh. (aiōnios )
Büyük atalar onların atalarıdır. Mesih de bedence onlardandır. O her şeyin üzerinde hüküm süren, sonsuza dek övülecek Tanrı'dır! Amin. (aiōn )
Mintoenaw teh ahnimouh hoi a kâkuet teh, Khrih hai tami lahoi teh ahnimouh thung hoi a tâco. Hote Bawipa teh bangpuengpa e lathueng vah ao teh, a yungyoe yawhawinae Cathut lah ao. Amen. (aiōn )
ya da, ‘Dipsiz derinliklere –yani Mesih'i ölüler arasından çıkarmaya– kim inecek?’ deme.” (Abyssos )
Nahoeh pawiteh, adungpoungnae koe apimaw ka kum han telah hai tet hanh. A dei ngainae teh Khrih hah duenae koehoi tâcokhai han tinae doeh. (Abyssos )
Çünkü Tanrı, merhametini herkese göstermek için herkesi sözdinlemezliğin tutsağı kıldı. (eleēsē )
Cathut ni tami pueng pahrennae tawn thai nahanlah taminaw lawk ngaihoehnae dawk a paung. (eleēsē )
Her şeyin kaynağı O'dur; her şey O'nun aracılığıyla ve O'nun için var oldu. O'na sonsuza dek yücelik olsun! Amin. (aiōn )
Hno cawngca pueng teh Bawipa koehoi, Bawipa lahoi, Bawipa hanelah ao awh. Bawipa teh a yungyoe bawilennae awm lawiseh. Amen. (aiōn )
Bu çağın gidişine uymayın; bunun yerine, Tanrı'nın iyi, beğenilir ve yetkin isteğinin ne olduğunu ayırt edebilmek için düşüncenizin yenilenmesiyle değişin. (aiōn )
Nangmouh teh, talaivan meilam kâmahrawk awh hanh. Cathut ni ngai e lah kaawm e kahawi e hno, ngai kaawm e hno, ka kuep e hnonaw hah kapek teh panue thai nahanlah lungthin katha pathoupnae lahoi meilam kâthungnae tawn awh. (aiōn )
Tanrı, duyurduğum Müjde ve İsa Mesih'le ilgili bildiri uyarınca, sonsuz çağlardan beri saklı tutulan sırrı açıklayan vahiy uyarınca sizi ruhça pekiştirecek güçtedir. (aiōnios )
Kai ni ka dei e kamthang kahawi hoi Jisuh Khrih e a kong ka dei dawkvah thoseh, (aiōnios )
O sır şimdi aydınlığa çıkarılmış ve öncesiz Tanrı'nın buyruğuna göre peygamberlerin yazıları aracılığıyla bütün ulusların iman ederek söz dinlemesi için bildirilmiştir. (aiōnios )
talaivan a kamtawng hoi hro lah ao eiteh, atuteh ayungyoe Cathut e kâpoelawk lahoi yah profetnaw e cauknaw dawk a kamnue toung dawkvah, yuemnae hoi kâkuen e lawkngainae ao nahanelah, miphun pueng koe panue sak e, hrolawk pâphonae dawk hoi thoseh, (aiōnios )
Bilge olan tek Tanrı'ya İsa Mesih aracılığıyla sonsuza dek yücelik olsun! Amin. (aiōn )
lungangnae hoi ka kawi e buet touh dueng e Cathut dawk Jisuh Khrih lahoi a yungyoe bawilennae awm lawiseh. Amen. (aiōn )
Hani nerede bilge kişi? Din bilgini nerede? Nerede bu çağın hünerli tartışmacısı? Tanrı dünya bilgeliğinin saçma olduğunu göstermedi mi? (aiōn )
A lungkaangnaw teh nâne ao. Cakathutkungnaw teh nâne ao. Laidei kathoumnaw te nâne ao. Talaivan lungangnae teh Cathut ni pathunae lah a coung sak toung nahoehmaw. (aiōn )
Gerçi olgun kişiler arasında bilgece sözler söylüyoruz; ama bu bilgelik ne şimdiki çağın, ne de bu çağın gelip geçici önderlerinin bilgeliğidir. (aiōn )
Hatei, a lungkahanaw koe lungangnae lawk ka dei. Hottelah ka ti navah talai lungangnae nahoeh. Kahmat hane talai ka ukkungnaw e lungangnae nahoeh. (aiōn )
Tanrı'nın saklı bilgeliğinden gizemli biçimde söz ediyoruz. Zamanın başlangıcından önce Tanrı'nın bizim yüceliğimiz için belirlediği bu, (aiōn )
Het talai ao hoehnahlan, maimae bawilennae lah ao nahan, Cathut ni a sak tangcoung e lungangnae hrolawk, Cathut e lungangnae doeh kaimouh ni ka pâpho awh. (aiōn )
bilgeliği bu çağın önderlerinden hiçbiri anlamadı. Anlasalardı yüce Rab'bi çarmıha germezlerdi. (aiōn )
Hote lungangnae hah talai ukkungnaw buet touh ni boehai panuek awh hoeh. Panuek awh pawiteh ka Bawilen poung e Bawipa thingpalam dawk thet a mahoeh ei. (aiōn )
Kimse kendini aldatmasın. Aranızdan biri bu çağın ölçülerine göre kendini bilge sanıyorsa, bilge olmak için “akılsız” olsun! (aiōn )
Api nang hai namahoima kâdum awh hanh. Nangmouh thung dawk kai teh a lungkaang e tami doeh tetpawiteh, tami lungkaang lah ao nahan, tamipathu lah awm na ei seh. (aiōn )
Bu nedenle, yediğim şey kardeşimin sendeleyip düşmesine yol açacaksa, kardeşimin düşmemesi için bir daha et yemeyeceğim. (aiōn )
Hatdawkvah, canei e ni hmaunawngha kamthui sak pawiteh ahnimouh a rawp hlak teh, maito moi ka hai han toe. (aiōn )
Bu olaylar başkalarına ders olsun diye onların başına geldi; çağların sonuna ulaşmış olan bizleri uyarmak için yazıya geçirildi. (aiōn )
Hetnaw hateh, maimouh ni khetsin hanelah ahnimouh koe ka phat e doeh. A tue poutnae koe lah kaawm e maimouh kâhruetcuet nahanelah ao. (aiōn )
“Ey ölüm, zaferin nerede? Ey ölüm, dikenin nerede?” (Hadēs )
Oe duenae nange sue teh nâ ne. Oe phuen, nange tânae teh nâne ao. (Hadēs )
Tanrı'nın görünümü olan Mesih'in yüceliğiyle ilgili Müjde'nin ışığı imansızların üzerine doğmasın diye, bu çağın ilahı onların zihinlerini kör etmiştir. (aiōn )
Ahnimouh hoi ka kâkuen lah dei han tetpawiteh, Cathut e meilam lah kaawm e Khrih e bawilennae hoi kahawi e kamthang kahawi angnae hah, a hmu thai awh hoeh nahanlah het talai ka uk e cathut ni kayuemhoehnaw a lungmit a dawn sak pouh. (aiōn )
Çünkü geçici, hafif sıkıntılarımız bize, ağırlıkta hiçbir şeyle karşılaştırılamayacak kadar büyük, sonsuz bir yücelik kazandırmaktadır. (aiōnios )
Bangkongtetpawiteh, maimouh ni dongdeng rucatnae khangnae naw ni maimouh hanlah a yungyoe bawilennae lah ao sak. (aiōnios )
Gözlerimizi görünen şeylere değil, görünmeyenlere çeviriyoruz. Çünkü görünenler geçicidir, görünmeyenlerse sonsuza dek kalıcıdır. (aiōnios )
Hatdawkvah, maimouh teh hmu thai e hno khen awh hoeh. Hmu thai hoeh e hnonaw doeh khet awh. Bangkongtetpawiteh hmuthai e hnonaw teh dongdeng ca hanelah ao teh, hmuthaihoehe hnonaw teh a yungyoe a kangning. (aiōnios )
Biliyoruz ki, barındığımız bu dünyasal çadır yıkılırsa, göklerde Tanrı'nın bize sağladığı bir konut –elle yapılmamış, sonsuza dek kalacak bir evimiz– vardır. (aiōnios )
Rim lah kaawm e maimae talai im a ro torei teh, kalvannaw dawk tami kut hoi sak hoeh e, Cathut ni a sak e yungyoe im ao tie hah panue awh. (aiōnios )
Nitekim şöyle yazılmıştır: “Armağanlar dağıttı, yoksullara verdi; Doğruluğu sonsuza dek kalıcıdır.” (aiōn )
Ahnie a lannae teh a yungyoe a cak, het hateh, Ahni ni karoedengnaw hanelah poehno a pasoung toe. A lannae teh a yungyoe kangning ati e Cakathoung dawk a thut e patetlah lah doeh ao. (aiōn )
Rab İsa'nın sonsuza dek övülecek olan Tanrısı ve Babası biliyor ki, yalan söylemiyorum. (aiōn )
Kai teh laithoe ka dei hoeh tie teh Bawipa Jisuh Khrih e napa, a yungyoe yawhawinae katawnkung, Cathut ni a panue doeh. (aiōn )
Mesih, Babamız Tanrı'nın isteğine uyarak bizi şimdiki kötü çağdan kurtarmak için günahlarımıza karşılık kendini feda etti. (aiōn )
Atu e se kathout thung hoi maimouh teh hlout sak hanelah maimae Cathut hoi na Pa ni a ngai e patetlah ama teh maimae yon kecu a kâhmoun. (aiōn )
Tanrı'ya sonsuzlara dek yücelik olsun! Amin. (aiōn )
Cathut teh pout laipalah a yungyoe bawilennae awm lawiseh! Amen. (aiōn )
Kendi benliğine eken, benlikten ölüm biçecektir. Ruh'a eken, Ruh'tan sonsuz yaşam biçecektir. (aiōnios )
Takngainae lahoi ka patûe e tami teh takngainae lahoi rawknae hah a a han. Muitha dawk ka patûe e tami teh Muitha koehoi a yungyoe hringnae a a han. (aiōnios )
Tanrı O'nu bütün yönetimlerin, hükümranlıkların, güç ve egemenliklerin, yalnız bu çağda değil, gelecek çağda da anılacak bütün adların çok üstüne çıkardı. (aiōn )
Uknae abuemlah, kâtawnnae abuemlah, atu e tue dawk dueng tho laipalah hmalae tue dawk kaw lah kaawm e minnaw pueng e lathueng, kalvanlae amae aranglah a rasang poungnae koe Khrih teh tahungnae hmuen a poe toe. (aiōn )
Bu dünyanın gidişine ve havadaki hükümranlığın egemenine, yani söz dinlemeyen insanlarda şimdi etkin olan ruha uymaktaydınız. (aiōn )
kahli dawk kâtawnnae kapatuemkung, lawkngainae katawnhoehnaw koe atu thaw ka tawk e muitha ngainae patetlah het talaivan phung patetlah hote yonnae dawkvah na hring awh. (aiōn )
Bunu, Mesih İsa'da bize gösterdiği iyilikle, lütfunun sonsuz zenginliğini gelecek çağlarda sergilemek için yaptı. (aiōn )
Hethateh, maimouh lung na patawnae hah Khrih Jisuh thung a kamnue sak teh lungmanae hoi kawi e hah hmalae tuengnaw dawk a kamnue sak nahane doeh. (aiōn )
ve her şeyi yaratan Tanrı'da öncesizlikten beri gizli tutulan sırrın nasıl düzenlendiğini bütün insanlara açıklama ayrıcalığı bana verildi. (aiōn )
hnocawngca pueng hah Khrih lahoi yah, ka sak e Cathut dawkvah ayan e se pueng dawk hro lah kaawm e hote hrolawk hah tami pueng koe pâpho pouh hanelah kai teh tami kathoungnaw thung dawk, kathoungpounge naw hlak hai hoe kathounge lah ka o. (aiōn )
Bu, Tanrı'nın başlangıçtan beri tasarladığı ve Rabbimiz Mesih İsa'da yerine getirdiği amaca uygundu. (aiōn )
kalvanlae bahunaw hoi hnosakthainae dawkvah, Cathut e kângairu a lungangnae hah Kawhmoun lahoi atuvah panue awh nahane doeh. (aiōn )
Kilisede ve Mesih İsa'da bütün kuşaklar boyunca sonsuzlara dek O'na yücelik olsun! Amin. (aiōn )
Khrih Jisuh lahoi Kawhmoun dawk talai apout hoehroukrak a yungyoe bawilen lawiseh. Amen. (aiōn )
Çünkü savaşımız insanlara karşı değil, yönetimlere, hükümranlıklara, bu karanlık dünyanın güçlerine, kötülüğün göksel yerlerdeki ruhsal ordularına karşıdır. (aiōn )
Bangkongtetpawiteh, takthai hoi kaawm e taran hoi kâthe awh hoeh. Uknaenaw, kâtawnnaenaw, talai hmonae ka ukkungnaw, kalvanlae muitha kathoutnaw hoi doeh kâthe awh. (aiōn )
Babamız Tanrı'ya sonsuzlara dek yücelik olsun! Amin. (aiōn )
Maimae na pa Cathut teh talai a pout hoehroukrak lentoe lawiseh. Amen. (aiōn )
yani geçmiş çağlardan ve kuşaklardan gizlenmiş, ama şimdi O'nun kutsallarına açıklanmış olan sırrı eksiksiz duyurmaktır. (aiōn )
Hottelah ka kuep sak e Cathut e a thaw ka cangkhai e lah kai teh ka o. (aiōn )
Böyleleri Rab'bin varlığından ve yüce gücünden uzak kalarak sonsuza dek mahvolma cezasına çarptırılacaklar. (aiōnios )
Bawipa Jisuh teh a tami kathoungnaw lahoi amae thao bawilennae a kamnue e hai thoseh, kaimae lawkpanuesaknae na yuem awh dawkvah, (aiōnios )
Rabbimiz İsa Mesih'in kendisi ve bizi sevip lütfuyla bize sonsuz cesaret ve sağlam bir umut veren Babamız Tanrı sizi yüreklendirsin, her iyi eylem ve sözde pekiştirsin. (aiōnios )
Maimanaw lungpataw niteh, a yungyoe lungpahawinae, lungmanae lahoi kahawi e ngaihawinae na ka poe e, maimae Pa Cathut hoi maimae Bawipa Jisuh Khrih ama roeroe ni, (aiōnios )
Ama Mesih İsa, kendisine iman edip sonsuz yaşama kavuşacak olanlara örnek olayım diye sınırsız sabrını öncelikle bende sergilemek için bana merhamet etti. (aiōnios )
Hateiteh, a yungyoe hringnae coe nahanlah ka yuem hane naw ni a dawn han kawi lah ao nahan, kalenpounge yonnae ka tawn e kai hah Jisuh Khrih ni lungsawnae hoi panguepnae na patue toe. (aiōnios )
Onur ve yücelik sonsuzlara dek bütün çağların Kralı, ölümsüz ve görünmez tek Tanrı'nın olsun! Amin. (aiōn )
A yungyoe siangpahrang, kangning e, hmuthaihoehe, Cathut buet touh dueng teh barinae, bawilennae a yungyoe hoi a yungyoe awm lawiseh, Amen. (aiōn )
İman uğrunda yüce mücadeleyi sürdür. Sonsuz yaşama sımsıkı sarıl. Bunun için çağrıldın ve birçok tanık önünde yüce inancı açıkça benimsedin. (aiōnios )
Yuemnae hoi kâkuen e, kahawi e kâtuknae hah tuk nateh, a yungyoe hringnae hah kuen nateh tawn loe. Nang teh hote hringnae hanlah, kaw lah na o dawkvah, kapanuekkhaikungnaw e hmalah kahawicalah na pâpho toe. (aiōnios )
ölümsüzlüğün tek sahibi, yaklaşılmaz ışıkta yaşayan, hiçbir insanın görmediği ve göremeyeceği Tanrı, Mesih'i belirlenen zamanda ortaya çıkaracaktır. Onur ve kudret sonsuza dek O'nun olsun! Amin. (aiōnios )
Bawipa dueng doeh duenae dawk hoi kahlout niteh, rek hnai thai hoeh e angnae dawk kaawm. Taminaw thung dawk api buet touh nihai Cathut teh hmawt awh boihoeh, hmawt hai hmawt thai awh hoeh. Hote Cathut teh bahu hoi barinae a yungyoe awm lawiseh. Amen. (aiōnios )
Şimdiki çağda zengin olanlara gururlanmamalarını, gelip geçici zenginliğe umut bağlamamalarını buyur. Zevk almamız için bize her şeyi bol bol veren Tanrı'ya umut bağlasınlar. (aiōn )
Atu e hringnae dawk tangka katawntanaw teh, kâoupnae lung tawn laipalah, kangning hoeh e hnopai kâuep laipalah, maimouh ni coe hane ka kuep lah na ka poe e kahring Cathut kâuep nahanlah cingthui loe. (aiōn )
Tanrı bizi yaptıklarımıza göre değil, kendi amacına ve lütfuna göre kurtarıp kutsal bir yaşama çağırdı. Bu lütuf bize zamanın başlangıcından önce Mesih İsa'da bağışlanmış, (aiōnios )
Cathut ni teh amae tami roeroe lah coung nahanelah na rungngang teh na kaw awh. Hot teh maimae tawksak thainae dawk nahoeh, amae na pahren lungmanae dawk doeh. Atue kamtawng hoehnahlan, lungmanae teh Khrih Jisuh thung na poe tangcoung e lah ao toe. (aiōnios )
Bunun içindir ki, seçilmişler uğruna her şeye dayanıyorum. Öyle ki, onlar da sonsuz yüceliğin yanısıra Mesih İsa'da olan kurtuluşa kavuşsunlar. (aiōnios )
Hatdawkvah rawi lah kaawm e naw teh Khrih Jisuh thung kaawm e rungngangnae hah yungyoe bawilennae hoi cungtalah a hmu thai awh nahanelah kai ni ahnimouh hanelah bangpueng ka khang. (aiōnios )
Çünkü Dimas bu dünyayı sevdiği için beni terk edip Selanik'e gitti. Kriskis Galatya'ya, Titus Dalmaçya'ya gitti. (aiōn )
Demak teh atu e talaivan hringnae a lungpataw dawkvah, kai na pahnawt teh Thesalon kho lah a yawng toe. Kresen hai Galati ram lah a cei. Titu teh Dalmatia ram lah a cei. (aiōn )
Rab beni her kötülükten kurtarıp güvenlik içinde göksel egemenliğine ulaştıracak. Sonsuzlara dek O'na yücelik olsun! Amin. (aiōn )
Hot dueng nahoeh, Bawipa ni kahawihoehe pueng koehoi na hlout sak toe. Amae kalvanlae uknaeram totouh na hrawi han tie ka panue. Hote Bawipa teh a yungyoe hoi a yungyoe pholennae awm lawiseh. Amen. (aiōn )
Elçiliğim, yalan söylemeyen Tanrı'nın zamanın başlangıcından önce vaat ettiği sonsuz yaşam umuduna dayanmaktadır. (aiōnios )
A lai kathout hoeh e Cathut ni, talai a kamtawng hoehnahlan lawk sut a hruek tangcoung e, a yungyoe hringnae hah ngaihawinae, (aiōnios )
Bu lütuf, tanrısızlığı ve dünyasal arzuları reddedip şimdiki çağda sağduyulu, doğru, Tanrı yoluna yaraşır bir yaşam sürebilmemiz için bizi eğitiyor. (aiōn )
Cathutlaipanae, hoi talaivan hno noenae pahnawt teh, mahoima lungthin thoungnae, cathutlae hringnae hoi hring awh thai nahanelah, Cathut lungmanae ni atutueng vah na cangkhai awh. (aiōn )
Öyle ki, O'nun lütfuyla aklanmış olarak umut içinde sonsuz yaşamın mirasçıları olalım. (aiōnios )
Bangkongtetpawiteh, maimouh teh Cathut e a lungmanae lahoi, lannae koe pha awh teh, a yungyoe hringnae ngaihawi awh e patetlah a râw kacoekung lah o awh nahane doeh. (aiōnios )
Onisimos'un bir süre senden ayrılması belki de onu temelli geri alman içindi. (aiōnios )
Hothloilah, nang ni ahni hah pou na tawn nahanlah, nang hoi dongdeng kampek e lah ao ti hanelah ao. (aiōnios )
Bu son çağda da her şeye mirasçı kıldığı ve aracılığıyla evreni yarattığı kendi Oğlu'yla bize seslenmiştir. (aiōn )
Hatei, atu hnukteng e atueng nah, a Capa hno laihoi maimouh koe lawk a dei. Cathut ni Capa teh hnocawngca e râw kacoekung lah a rawi. Hote a Capa lahoi talaivan hai a sak. (aiōn )
Ama Oğul için şöyle diyor: “Ey Tanrı, tahtın sonsuzluklar boyunca kalıcıdır, Egemenliğinin asası adalet asasıdır. (aiōn )
Hateiteh, a Capa hoi kâkuen lah a dei e teh, Oe Cathut, Na bawitungkhung teh a yungyoe a kangning. Na Uknaeram teh na lannae hoi lawkcengnae ram lah ao. (aiōn )
Başka bir yerde de diyor ki, “Melkisedek düzeni uyarınca Sen sonsuza dek kâhinsin.” (aiōn )
Cakathoung ni a dei e, nang teh Melkhizedek patetlah yungyoe e vaihma lah na o, tie patetlah ao. (aiōn )
Yetkin kılınınca, sözünü dinleyen herkes için sonsuz kurtuluş kaynağı oldu. (aiōnios )
Hottelah kuepnae koe a pha hnukkhu, lawk ka thai niteh ka yuem e naw pueng yungyoe rungngangnae kapoekung lah ao. (aiōnios )
vaftizler, elle kutsama, ölülerin dirilişi ve sonsuz yargıyla ilgili öğretinin temelini yeni baştan atmadan Mesih'le ilgili ilk öğretileri aşarak yetkinliğe doğru ilerleyelim. (aiōnios )
baptisma hoi kâkuen e cangkhainae, kut toungnae, duenae koehoi boutthawnae, yungyoe lawkcengnae hah a kung koehoi bout kamtu toung laipalah awm awh sei. (aiōnios )
Tanrı sözünün iyiliğini ve gelecek çağın güçlerini tatmış oldukları (aiōn )
Cathut e kamthang kahawi hoi due hnukkhu hnosakthainae hah patek awh hnukkhu hoi, (aiōn )
Melkisedek düzeni uyarınca sonsuza dek başkâhin olan İsa oraya uğrumuza öncü olarak girdi. (aiōn )
Jisuh teh Melkhizedek patetlah yungyoe Vaihma Kacue la o teh, lukkarei yap e athunglah lam na kapâtuekung lah ao teh maimouh yueng lah a kâen. (aiōn )
Çünkü, “Melkisedek düzeni uyarınca Sen sonsuza dek kâhinsin” diye tanıklık ediliyor. (aiōn )
Bangkongtetpawiteh, nang teh Melkhizedek patetlah yungyoe e vaihma lah na o, telah a kampangkhai. (aiōn )
Ama O kendisine, “Rab ant içti, kararından dönmez, Sen sonsuza dek kâhinsin” diyen Tanrı'nın andıyla kâhin oldu. (aiōn )
Jisuh teh thoebonae awm laipalah vaihma lah awm hoeh. Cathut ni nang teh Melkhizedek patetlah yungyoe vaihma lah na o telah thoe a bo teh, a lung bout a kâthung hoeh e patetlah Jisuh ni thoebonae lahoi vaihma lah ao e patetlah, (aiōn )
Ama İsa sonsuza dek yaşadığı için kâhinliği süreklidir. (aiōn )
Jisuh teh yungyoe kahring e lah ao dawkvah kâthung thai hoeh e vaihma lah ao. (aiōn )
Kutsal Yasa, zayıflıkları olan insanları başkâhin atamaktadır. Ama Yasa'dan sonra gelen ant sözü, sonsuza dek yetkin kılınmış olan Oğul'u başkâhin atamıştır. (aiōn )
Kâlawk niteh yon ka tawn e tami hah vaihma kacue lah a rawi. Hatei, kâlawk hnukkhu vah ka tho e thoebo lawk niteh a yungyoe kakuep e Capa doeh a rawi. (aiōn )
Tekelerle danaların kanıyla değil, sonsuz kurtuluşu sağlayarak kendi kanıyla kutsal yere ilk ve son kez girdi. (aiōnios )
Hmae hoi Maitoca e thipaling tho laipalah amae thi roeroe a sin teh kathoungpounge hmuen koe a kâen teh maimouh han lah a yungyoe ratangnae vaitahoi kakhoutlah a sak toe. (aiōnios )
Öyleyse sonsuz Ruh aracılığıyla kendini lekesiz olarak Tanrı'ya sunmuş olan Mesih'in kanının, diri Tanrı'ya kulluk edebilmemiz için vicdanımızı ölü işlerden temizleyeceği ne kadar daha kesindir! (aiōnios )
a yungyoe Muitha lahoi yah yonnae ka tawn hoeh e amahoima Cathut koe ka kâthueng e Khrih e a thipaling teh kahring Cathut thaw tawk thai nahanelah, nangmae thoehawi panuenae lungthin duenae tawksaknae thung hoi hoe thoungsak thai mahoeh namaw. (aiōnios )
Bu nedenle, çağrılmış olanların vaat edilen sonsuz mirası almaları için Mesih yeni antlaşmanın aracısı oldu. Kendisi onları ilk antlaşma zamanında işledikleri suçlardan kurtarmak için fidye olarak öldü. (aiōnios )
Hatdawkvah, hmaloe e lawkkam rahim yonnae dawk hoi hlout sak hanlah, Khrih teh a due toung dawkvah, a kaw e naw ni yungyoe râw hah a coe thai awh nahanlah Bawipa teh lawkkam katha e laicei lah ao. (aiōnios )
Öyle olsaydı, dünyanın kuruluşundan beri Mesih'in tekrar tekrar acı çekmesi gerekirdi. Oysa Mesih, kendisini bir kez kurban ederek günahı ortadan kaldırmak için çağların sonunda ortaya çıkmıştır. (aiōn )
Hottelah hoehpawiteh, talaivan a paw pasuek hoi avai moikapap a khang han doeh toe. Atuteh a tue abawnae koe lah a mahoima vai touh thuengnae lahoi yon thoungsak hanlah a tho toe. (aiōn )
Evrenin Tanrı'nın buyruğuyla yaratıldığını, böylece görülenlerin görünmeyenlerden oluştuğunu iman sayesinde anlıyoruz. (aiōn )
Het talaivan heh Cathut e lawk lahoi sak e lah ao teh, atu hmu awh e hnonaw teh kaawm tangcoung e hnonaw dawk hoi sak e nahoeh tie teh yuemnae lahoi maimouh ni panue awh. (aiōn )
İsa Mesih dün, bugün ve sonsuza dek aynıdır. (aiōn )
Jisuh Khrih teh paduem, sahnin hoi a to hmalah a yungyoe ditouh kâthungnae tawn hoeh. (aiōn )
Esenlik veren Tanrı, koyunların büyük Çobanı'nı, Rabbimiz İsa'yı sonsuza dek sürecek antlaşmanın kanıyla ölümden diriltti. (aiōnios )
Yungyoe lawkkamnae lahoi kâkuen e a thi lahoi tunaw ka khoum e Tukhoum kalen, maimae Bawipa Jisuh hah duenae koehoi kathâw sak e roumnae Cathut ni, (aiōnios )
Tanrı, isteğini yerine getirebilmeniz için sizi her iyilikle donatsın; kendisini hoşnut eden şeyi İsa Mesih aracılığıyla bizlerde gerçekleştirsin. Mesih'e sonsuzlara dek yücelik olsun! Amin. (aiōn )
Ama e hmalah ngai kaawm e thaw hah Jisuh Khrih lahoi nangmouh koe a sak teh, nangmouh ni a ngainae na tarawi thai awh nahanelah kahawi e nuencang pueng dawk nangmouh hah na kuep sak naseh. Hote Bawipa dawkvah a yungyoe bawilennae awm lawiseh. Amen (aiōn )
Dil de bir ateş, bedenimizin üyeleri arasında bir kötülük dünyasıdır. Bütün varlığımızı kirletir. Cehennemden alevlenmiş olarak yaşamımızın gidişini alevlendirir. (Geenna )
Lai teh hmai doeh. Hno kahawihoehe talaivan lahai ao. Tak dawk e puengcang buet touh lah ao ei, tak abuemlah kahawihoehe hoi a khin sak. Hringnae hah abuemlah a kak sak teh, ama hai hell hmai hoi a kak. (Geenna )
Çünkü ölümlü değil, ölümsüz bir tohumdan, yani Tanrı'nın diri ve kalıcı sözü aracılığıyla yeniden doğdunuz. (aiōn )
Nangmouh teh kamko thai e cati hoi tho laipalah, kamko thai hoeh e cati, kahring niteh a yungyoe kangning e Cathut e a lawk hoi a katha lah khe e lah na o awh. (aiōn )
Ama Rab'bin sözü sonsuza dek kalır.” İşte size müjdelenmiş olan söz budur. (aiōn )
Hatei, Cathut e a lawk teh a yungyoe a kangning. Hote a lawk teh nangmouh koe dei e kamthang kahawi doeh. (aiōn )
Konuşan, Tanrı'nın sözlerini iletir gibi konuşsun. Başkalarına hizmet eden, Tanrı'nın verdiği güçle hizmet etsin. Öyle ki, İsa Mesih aracılığıyla Tanrı her şeyde yüceltilsin. Yücelik ve kudret sonsuzlara dek Mesih'indir! Amin. (aiōn )
Cathut teh bang pueng dawk Jisuh Khrih lahoi a bawilennae a kamnue thai nahanelah, ka pâpho e ni Cathut ni dei e patetlah dei naseh. A thaw ka tawk e ni Cathut ni a poe e thaonae patetlah tawk naseh. Hote Bawipa teh bahu hoi bawilennae a yungyoe awm lawiseh. Amen. (aiōn )
Sizleri Mesih'te sonsuz yüceliğine çağıran ve bütün lütfun kaynağı olan Tanrı'nın kendisi kısa bir süre acı çekmenizden sonra sizi yetkinleştirip pekiştirecek, güçlendirip temellendirecektir. (aiōnios )
Khrih Jisuh lahoi maimouh yungyoe bawilennae koe lah na ka kaw e, bangpueng dawk ahawinae ka sak e, Cathut ni dawngdengca reithai ka khang tangcoung e nangmanaw hah na kuep sak awh vaiteh, thaonae hoi na kawi vaiteh pou na caksak awh han. (aiōnios )
Kudret sonsuzlara dek O'nun olsun! Amin. (aiōn )
A thaonae teh a yungyoe ama koe awm lawiseh. Amen. (aiōn )
Böylece Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih'in sonsuz egemenliğine girme hakkı size cömertçe sağlanacaktır. (aiōnios )
Hothloilah, maimae Bawipa hoi rungngangkung Jisuh Khrih e yungyoe uknaeram thungvah, kâen thainae kâ kakueplah na hmu awh han. (aiōnios )
Tanrı günah işleyen melekleri esirgemedi; onları cehenneme atıp karanlıkta zincire vurdu. Yargılanıncaya dek orada tutulacaklar. (Tartaroō )
Bangkongtetpawiteh, Cathut ni ka payon e kalvantami hah pasainae tawn hoeh. Hell hmai adungpoungnae koe hmonae sumbawtarui hoi a katek teh lawkceng hanelah a hruek toe. (Tartaroō )
Öte yandan Rabbimiz ve Kurtarıcımız İsa Mesih'in lütfunda ve O'nu tanımakta ilerleyin. Şimdi ve sonsuza dek O'na yücelik olsun! Amin. (aiōn )
Maimae Bawi hoi rungngangkung Jisuh Khrih lungmanae dawk hai thoseh, Bawipa panuenae dawk hai thoseh, roung awh. Atu hoi a yungyoe e hnin totouh Bawipa koe bawilennae awm lawiseh. Amen. (aiōn )
Yaşam açıkça göründü, O'nu gördük ve O'na tanıklık ediyoruz. Baba'yla birlikte olup bize görünmüş olan sonsuz Yaşam'ı size duyuruyoruz. (aiōnios )
Hote hringnae teh yo a kamnue toe. Kaimouh ni hai ka hmu awh toe. Pa hoi rei kaawm niteh maimouh koe ka kamnuek e, hote yungyoe hringnae hah, kaimouh ni nangmouh koe ka kampangkhai awh teh ka pâpho awh. (aiōnios )
Dünya da dünyasal tutkular da geçer, ama Tanrı'nın isteğini yerine getiren sonsuza dek yaşar. (aiōn )
Talaivan hoi talaivan hno noenae teh kahmat han. Cathut ngainae patetlah ka tarawi e tami teh a yungyoe a kangning. (aiōn )
Mesih'in bize vaat ettiği budur, yani sonsuz yaşamdır. (aiōnios )
Maimouh koe, na poe e lawkkam teh, a yungyoe hringnae hah doeh. (aiōnios )
Kardeşinden nefret eden katildir. Hiçbir katilin sonsuz yaşama sahip olmadığını bilirsiniz. (aiōnios )
Ma e hmaunawngha lung ka pataw hoeh e tami teh, tami ka thet e lah doeh ao. Tami ka thet e tami buet touh dawk boehai, a yungyoe hringnae awmhoeh tie hah nangmouh ni na panue awh. (aiōnios )
Tanıklık da şudur: Tanrı bize sonsuz yaşam verdi, bu yaşam O'nun Oğlu'ndadır. (aiōnios )
Panuekhainae hateh Cathut ni maimouh hah yungyoe hringnae na poe awh. Hote hringnae hateh Capa dawk ao. (aiōnios )
Tanrı Oğlu'nun adına iman eden sizlere, sonsuz yaşama sahip olduğunuzu bilesiniz diye bunları yazdım. (aiōnios )
Cathut Capa e min ka yuem e pueng ni yungyoe hringnae na tawn awh toe tie namahoima na kâpanue awh nahanlah hete canaw hah ka thut teh na patawn awh. (aiōnios )
Yine biliyoruz ki, Tanrı'nın Oğlu gelmiş ve gerçek Olan'ı tanımamız için bize anlama gücü vermiştir. Biz gerçek Olan'dayız, O'nun Oğlu İsa Mesih'teyiz. O gerçek Tanrı ve sonsuz yaşamdır. (aiōnios )
Cathut Capa a tho toe tie hoi, ama teh Cathut katang doeh ti panuethainae hai na poe awh tie panue awh. Cathut katang dawk hai thoseh, Capa Jisuh Khrih dawk hai thoseh, maimouh teh o awh. Ahni teh Cathut katang doeh. A yungyoe hringnae lahai ao. (aiōnios )
Çünkü gerçek içimizde yaşıyor ve sonsuza dek bizimle olacak. (aiōn )
Bangkongtetpawiteh, lawkkatang teh maimouh thung kaawm niteh maimouh koe pou ao han. (aiōn )
Yetkilerinin sınırı içinde kalmayıp kendilerine ayrılan yeri terk etmiş olan melekleri, büyük yargı günü için çözülmez bağlarla bağlayarak karanlığa hapsetti. (aïdios )
Hothloilah, amamae hmuen dawk awm laipalah, amamae hmuen ka cettakhai awh e kalvantaminaw hah lawkcengnae hnin kalenpoung dawk lawkceng hanelah hmonae thungvah a yungyoe kateknae lahoi a paung. (aïdios )
Sodom, Gomora ve çevrelerindeki kentler de benzer biçimde kendilerini fuhuş ve sapıklığa teslim ettiler. Sonsuza dek ateşte yanma cezasını çeken bu kentler ders alınacak birer örnektir. (aiōnios )
Hot patetvanlah, Sodom hoi Komorah kho koehoi kamtawng teh, a tengpam e khonaw pueng ni, ahmaloe dei tangcoung e tami kaponaw patetlah kamsoumhoehe yonnae hah a sak awh teh, mae yu hoeh e naw hoi a yon awh teh, a hring awh dawkvah, a yungyoe e hmai hoi reknae a khang awh teh khetsin hanelah sut a kamnue. (aiōnios )
Köpüğünü savuran denizin azgın dalgaları gibi ayıplarını çevreye savururlar. Serseri yıldızlar gibidirler. Onları sonsuza dek sürecek koyu karanlık bekliyor. (aiōn )
Kayanae ka phuen sak e tuicapa patetlah Âsi kamleng e patetlah ao awh. Hote Âsi kamleng e naw hanelah a yungyoe hmonae teh sut ta e lah ao. (aiōn )
Rabbimiz İsa Mesih'in sizi sonsuz yaşama kavuşturacak olan merhametini beklerken kendinizi Tanrı'nın sevgisinde koruyun. (aiōnios )
Cathut lungpatawnae dawk awm awh nateh, a yungyoe hringnae koe na hrawi han ti hoi Bawipa Jisuh Khrih e a lungmanae hah ngaihawi awh. (aiōnios )
Yücelik, ululuk, güç ve yetki Rabbimiz İsa Mesih aracılığıyla bütün çağlardan önce, şimdi ve bütün çağlar boyunca Tanrı'nın olsun! Amin. (aiōn )
Maimouh na ka Rungngangkung, Bawi buet touh dueng e Cathut ni, maimae Bawipa Jisuh Khrih lahoi bawilennae, taluenae, uknae, hoi bahu teh atu hoi a yungyoe ditouh awm yungyoe lawiseh! Amen. (aiōn )
Yücelik ve güç sonsuzlara dek, bizi seven, kanıyla bizi günahlarımızdan özgür kılmış ve bizi bir krallık haline getirip Babası Tanrı'nın hizmetinde kâhinler yapmış olan Mesih'in olsun! Amin. (aiōn )
Pa Cathut hmalah maimanaw hah uknae ram, vaihma lah na hrueng kung koe bawilennae hoi hnotithainae teh a yungyoe awm lawiseh. Amen. (aiōn )
Diri Olan Ben'im. Ölmüştüm, ama işte sonsuzluklar boyunca diriyim. Ölümün ve ölüler diyarının anahtarları bendedir. (aiōn , Hadēs )
Kahring e lah ka o. Kai teh yo ka due toe. Hatei khenhaw! kai teh a yungyoe kahring e lah ka o. Duenae hoi duenae kho cabinaw hai kai ni ka kuet. (aiōn , Hadēs )
Yaratıklar tahtta oturanı, sonsuzluklar boyunca yaşayanı yüceltip ona saygı ve şükran sundukça, (aiōn )
Bawitungkhung van ka tahung niteh padungpathang kahring e Cathut telah moithangnaw ni bawilennae hoi barinae hoi lunghawinae hoi a pholen awh. (aiōn )
yirmi dört ihtiyar tahtta oturanın, sonsuzluklar boyunca yaşayanın önünde yere kapanarak O'na tapınıyorlar. Taçlarını tahtın önüne koyarak şöyle diyorlar: (aiōn )
Kacue e 24 touh ni bawitungkhung dawk ka tahung e hmalah a tabo laihoi a yungyoe padungpathang kahring e Cathut a bawk awh teh, (aiōn )
Ardından gökte, yeryüzünde, yer altında ve denizlerdeki bütün yaratıkların, bunlardaki bütün varlıkların şöyle dediğini işittim: “Övgü, saygı, yücelik ve güç sonsuzlara dek Tahtta oturanın ve Kuzu'nun olsun!” (aiōn )
Hathnukkhu, kalvan hoi, talai van e kaawm hoi talai rahim hoi talî thung kaawm e hoi ka hring e naw pueng ni bawitungkhung dawk ka tahung e tuca teh barinae, bawilennae hoi bahu teh a tak dawk yungyoe hoi yungyoe ditouh awm lawiseh titeh la sak e a pawlawk ka thai. (aiōn )
Bakınca soluk renkli bir at gördüm. Binicisinin adı Ölüm'dü. Ölüler diyarı onun ardınca geliyordu. Bunlara kılıçla, kıtlıkla, salgın hastalıkla, yeryüzünün yabanıl hayvanlarıyla ölüm saçmak için yeryüzünün dörtte biri üzerinde yetki verildi. (Hadēs )
Hatnavah, ka khet teh marang pâdamrep e buet touh ao. Hote marang kâcuie teh duenae telah a kâphung. A hnukkhu lah phuen ni a kâbang. Ahni ni talai pung pali touh dawk pung touh a uk. Kâ theinae, takang thonae, patawpanat duenae, sarang hoi thei thainae kâ a poe. (Hadēs )
“Amin! Övgü, yücelik, bilgelik, Şükran, saygı, güç, kudret, Sonsuzlara dek Tanrımız'ın olsun! Amin!” (aiōn )
Amen. Maimae Cathut teh a yungyoe hoi a yungyoe totouh yawhawinae, bawilennae, lungangnae hoi lunghawilawkdeinae, barinae, bahu, thaonae teh awm lawiseh, Amen telah a dei awh. (aiōn )
Beşinci melek borazanını çaldı. Gökten yere düşmüş bir yıldız gördüm. Dipsiz derinliklere açılan kuyunun anahtarı ona verildi. (Abyssos )
Apanga e kalvantami ni mongka a ueng navah, kalvan hoi Âsi buet touh talai van a bo e ka hmu. Ahni koe kadung poung e tangkom paawngnae cabi a poe. (Abyssos )
Dipsiz derinliklerin kuyusunu açınca, kuyudan büyük bir ocağın dumanı gibi bir duman çıktı. Kuyunun dumanından güneş ve hava karardı. (Abyssos )
Ahni ni ka dungpoung e tangkom a paawng navah, kalenpounge hmaikhu patetlah tangkom thung hoi hmaikhu a tâco. Hote hmaikhu kecu dawk kanî hoi kalvan teh kho lah a hmo. (Abyssos )
Başlarında kral olarak dipsiz derinliklerin meleği vardı. Bu meleğin İbranice adı Avaddon, Grekçe adıysa Apolyon'dur. (Abyssos )
Ahnimae siangpahrang teh ka pout thai hoeh e kadung poung e tangkom e kalvantami lah ao. Ahnie min teh Hebru lawk lahoi Abadon telah a kaw awh teh Grik lawk lahoi Apollyon telah a kaw awh. (Abyssos )
Göğü ve göktekileri, yeri ve yerdekileri, denizi ve denizdekileri yaratanın, sonsuzluklar boyunca yaşayanın hakkı için ant içip dedi ki, “Artık gecikme olmayacak. (aiōn )
a yungyoe kahring niteh kalvan hoi kalvan e hno pueng, talai hoi talai kaawm e hno pueng, tuipui hoi tuipui dawk kaawm e hno pueng ka sak e Bawipa hah a kaw teh atueng saw mahoeh toe. (aiōn )
Tanıklık görevleri sona erince dipsiz derinliklerden çıkan canavar onlarla savaşacak, onları yenip öldürecek. (Abyssos )
Ahnimouh roi ni lawkpanuesaknae a pâbaw hnukkhu kadung poung e hmuen koehoi ka luen e sarang ni ahnimouh roi hah tuk vaiteh a tâ hnukkhu a thei han. (Abyssos )
Yedinci melek borazanını çaldı. Gökte yüksek sesler duyuldu: “Dünyanın egemenliği Rabbimiz'in ve Mesihi'nin oldu. O sonsuzlara dek egemenlik sürecek.” (aiōn )
Asari e kalvantami ni mongka a ueng navah kalvan vah puenghoi a cairing teh, talaivan uknaeram teh maimae Bawipa e a ram lah ao toe. Hot teh amae Khrih e lah ao toe. Ahni ni a yungyoe hoi a yuengyoe a uk han toe. (aiōn )
Bundan sonra göğün ortasında uçan başka bir melek gördüm. Yeryüzünde yaşayanlara –her ulusa, her oymağa, her dile, her halka– iletmek üzere sonsuza dek kalıcı olan Müjde'yi getiriyordu. (aiōnios )
Hahoi alouke kalvantami buet touh teh kalvan lungui a kamleng e hah ka hmu. Ahni teh talai van kaawm e tami miphun puenghoi khoram pueng hanelah pâpho hane a yungyoe e kamthang kahawi hah a sin. (aiōnios )
Çektikleri işkencenin dumanı sonsuzlara dek tütecek. Canavara ve heykeline tapıp onun adının işaretini alanlar gece gündüz rahat yüzü görmeyecekler. (aiōn )
Ahnimouh ni a khang awh e rektapnae hmaikhu teh a yungyoe hoi yungyoe a luen. Sarang hoi sarang e meikaphawk ka bawk niteh sarang e mitnout tacik hoi kin e naw teh karum khodai hawinae hmawt awh mahoeh telah kacaipounglah a hram. (aiōn )
Dört yaratıktan biri yedi meleğe, sonsuzluklar boyunca yaşayan Tanrı'nın öfkesiyle dolu yedi altın tas verdi. (aiōn )
Hahoi moithang pali touh thung dawk e buet touh ni a yungyoe kahring e Cathut e lungkhueknae hoi ka kawi e suimanang sari touh e hah, hote kalvantami sari touh koe a poe. (aiōn )
Gördüğün canavar bir zamanlar vardı, ama şimdi yok. Biraz sonra dipsiz derinliklerden çıkacak ve yıkıma gidecek. Yeryüzünde yaşayan ve dünya kurulalı beri adları yaşam kitabına yazılmamış olanlar canavarı görünce şaşacaklar. Çünkü o bir zamanlar vardı, şimdi yok, ama yine gelecek. (Abyssos )
Na hmu e sarang teh yampa teh ao ei atuteh awm hoeh. Nâsittouh o hoehnahlan ka dungpoung e tangkom thung hoi luen vaiteh ronae koe a pha han. Talaivan kho ka sak e a taminaw thung dawkvah, talai pek a pâw hoi hringnae cauk dawk min thut hoeh e pueng ni yampa kaawm niteh atu kaawm hoeh e, nâsittouh o hoehnahlan kaawm hane sarang hah hmawt awh vaiteh a kângai a ru awh han. (Abyssos )
İkinci kez, “Haleluya! Onun dumanı sonsuzlara dek tütecek” dediler. (aiōn )
Hahoi ahnimouh ni, Hallelujah, ahnie hmaikhu teh a yungyoe hoi a yungyoe a luen telah bout ati awh. (aiōn )
Canavarla onun önünde doğaüstü belirtiler gerçekleştiren sahte peygamber yakalandı. Sahte peygamber, canavarın işaretini alıp heykeline tapanları bu belirtilerle saptırmıştı. Her ikisi de kükürtle yanan ateş gölüne diri diri atıldı. (Limnē Pyr )
Hatei sarang teh profetkaphawk hoi mek man lah ao. Hote profetkaphawk teh sarang hmalah mitnoutnaw a sak teh, hote mitnout e lahoi sarang e tacik ka kâkin e taminaw, amae meikaphawk ka bawk e naw hah ka dumyen e tami doeh. Ahnimouh roi teh ganhmaitali dawk a hring o lahoi mek tâkhawng e lah ao. (Limnē Pyr )
Sonra bir meleğin gökten indiğini gördüm. Elinde dipsiz derinliklerin anahtarı ve büyük bir zincir vardı. (Abyssos )
Hathnukkhu kalvantami buet touh teh, poutnae kaawm hoeh e kadung poung e tangkom paawngnae cabi hoi kalenpounge sumbawtarui a kut dawk a patuep teh kalvan lahoi a kum e hah ka hmu. (Abyssos )
Bin yıl tamamlanıncaya dek ulusları bir daha saptırmasın diye onu dipsiz derinliklere attı, oraya kapayıp girişi mühürledi. Bin yıl geçtikten sonra kısa bir süre için serbest bırakılması gerekiyor. (Abyssos )
a kum 1,000 abaw hoehroukrak, taminaw bout a dumyen hoeh nahanlah, apoutnae kaawm hoeh e kadung poung e tangkom dawk a tâkhawng teh, a paung hnukkhu tacik hoi khak a kin. A kum 1000 abaw hoi dongdeng bout tha lah ao han. (Abyssos )
Onları saptıran İblis ise canavarla sahte peygamberin de içinde bulunduğu ateş ve kükürt gölüne atıldı. Gece gündüz, sonsuzlara dek işkence çekeceklerdir. (aiōn , Limnē Pyr )
Ahnimouh ka dum e kahraimathout haiyah sarang hoi profetkaphawk onae koe ganhmai talî dawk a tâkhawng teh, ahnimouh teh karum khodai hote hmuen dawk pout laipalah rektapnae a khang han. (aiōn , Limnē Pyr )
Deniz kendisinde olan ölüleri, ölüm ve ölüler diyarı da kendilerinde olan ölüleri teslim ettiler. Her biri yaptıklarına göre yargılandı. (Hadēs )
Talîpui ni ama koe kaawm e tami kadoutnaw a tâcokhai. Duenae hoi duenae kho nihai amamouh koe kaawm e tami kadoutnaw a tâcokhai. Hatnavah tami pueng teh amamae a tawksak e patetlah lawkcengnae lengkaleng a khang awh. (Hadēs )
Ölüm ve ölüler diyarı ateş gölüne atıldı. İşte bu ateş gölü ikinci ölümdür. (Hadēs , Limnē Pyr )
Hathnukkhu duenae hoi duenae kho hah hmaitalî dawk a tâkhawng. Hete hmaitalî teh apâhni duenae doeh. (Hadēs , Limnē Pyr )
Adı yaşam kitabına yazılmamış olanlar ateş gölüne atıldı. (Limnē Pyr )
Hringnae cauk dawk a min thut lah kaawm hoehnaw pueng teh hmaitalî dawk tâkhawng lah ao awh. (Limnē Pyr )
Ama korkak, imansız, iğrenç, adam öldüren, fuhuş yapan, büyücü, putperest ve bütün yalancılara gelince, onların yeri, kükürtle yanan ateş gölüdür. İkinci ölüm budur.” (Limnē Pyr )
Hatei, ka taket e, kayuem hoeh e, panuettho e, tami ka thet e, kamsoumhoehe napui tongpa yonnae ka sak e, taân ka sin e, meikaphawk ka bawk e, tami ka dumyen e pueng teh ganhmaitali dawk amamouh hanelah a coe awh han. Het hateh apâhni duenae doeh toe a ti. (Limnē Pyr )
Artık gece olmayacak. Çıra ışığına da güneş ışığına da gereksinmeleri olmayacak. Çünkü Rab Tanrı onlara ışık verecek ve sonsuzlara dek egemenlik sürecekler. (aiōn )
Karum awm mahoeh toe. A yungyoe ka hring Cathut ni ahnimouh koe ang toung vaiteh hmaiim hoi kanî raeng panki mahoeh toe. Ahnimouh ni a yungyoe a uk a han toe. (aiōn )