< 約伯記 33 >
“Ama şimdi lütfen sözümü dinle, Eyüp, Söyleyeceğim her şeye kulak ver.
Ağzımı açtım açacağım, Söyleyeceklerim dilimin ucunda.
3 我的言語要發明心中所存的正直; 我所知道的,我嘴唇要誠實地說出。
Sözlerim temiz bir yürekten çıkıyor, Dudaklarım bildiklerini içtenlikle söylüyor.
Beni Tanrı'nın Ruhu yarattı, Her Şeye Gücü Yeten'in soluğu yaşam veriyor bana.
Elinden gelirse beni yanıtla, Kendini hazırla, karşımda dur.
Tanrı'nın önünde ben de tıpkı senin gibiyim, Ben de balçıktan yaratıldım.
Onun için dehşetim seni yıldırmasın, Baskım sana ağır gelmesin.
“Sesin hâlâ kulaklarımda, Şöyle demiştin:
9 我是清潔無過的,我是無辜的; 在我裏面也沒有罪孽。
‘Ben kusursuz ve günahsızım, Temiz ve suçsuzum.
Yine de Tanrı bana karşı bahane arıyor, Beni düşman görüyor.
Ayaklarımı tomruğa vuruyor, Yollarımı gözetliyor.’
12 我要回答你說:你這話無理, 因上帝比世人更大。
“Ama sana şunu söyleyeyim, Bu konuda haksızsın. Çünkü Tanrı insandan büyüktür.
İnsanın hiçbir sözünü yanıtlamıyor diye Niçin O'nunla çekişiyorsun?
Çünkü insan anlamasa da, Tanrı şu ya da bu yolla konuşur.
15 人躺在床上沉睡的時候, 上帝就用夢和夜間的異象,
Rüyada, geceleyin görümde, İnsanları ağır uyku basınca, Yatakta yatarlarken,
16 開通他們的耳朵, 將當受的教訓印在他們心上,
Kulaklarına konuşur, Uyarısıyla onları korkutur;
Onları yaptıkları kötülükten döndürmek, Gururdan uzak tutmak,
Canlarını çukurdan, Hayatlarını ölümden kurtarmak için.
İnsan yatağında acılarla, Kemiklerinde dinmez sızılarla yola getirilir.
Öyle ki, içi yemek kaldırmaz, En lezzetli yiyecekten tiksinir.
21 他的肉消瘦,不得再見; 先前不見的骨頭都凸出來。
Eti erir, görünmez olur, Gözükmeyen kemikleri ortaya çıkar.
Canı çukura, Hayatı ölüm meleklerine yaklaşır.
23 一千天使中, 若有一個作傳話的與上帝同在, 指示人所當行的事,
“Yine de insana doğruyu bildirmek için Yanında bir melek, bin melekten biri Arabulucu olarak bulunursa,
24 上帝就給他開恩, 說:救贖他免得下坑; 我已經得了贖價。
Ona lütfeder de, ‘Onu ölüm çukuruna inmekten kurtar, Ben fidyeyi buldum’ derse,
Eti çocuk eti gibi yenilenir, Gençlik günlerine döner.
26 他禱告上帝, 上帝就喜悅他, 使他歡呼朝見上帝的面; 上帝又看他為義。
Dua ettiğinde Tanrı ondan hoşnut kalır, O da Tanrı'nın yüzünü görüp sevinir. Tanrı onun durumunu düzeltir.
27 他在人前歌唱說: 我犯了罪,顛倒是非, 這竟與我無益。
Sonra insanların önünde türkü çağırır: ‘Günah işleyip doğru yoldan saptım, Ama Tanrı hak ettiğim cezayı vermedi bana,
28 上帝救贖我的靈魂免入深坑; 我的生命也必見光。
Canımı çukura inmekten O kurtardı, Işığı görmek için yaşayacağım.’
“İşte, insanın canını çukurdan çıkarmak, Onu yaşam ışığıyla aydınlatmak için Tanrı bütün bunları iki kez, Hatta üç kez yapar.
30 為要從深坑救回人的靈魂, 使他被光照耀,與活人一樣。
31 約伯啊,你當側耳聽我的話, 不要作聲,等我講說。
“İyi dinle, Eyüp, kulak ver, Sen sus, ben konuşacağım.
32 你若有話說,就可以回答我; 你只管說,因我願以你為是。
Söyleyeceğin bir şey varsa söyle, Çünkü seni haklı çıkarmak isterim.
33 若不然,你就聽我說; 你不要作聲,我便將智慧教訓你。
Yoksa, beni dinle, Sus da sana bilgelik öğreteyim.”