< 哥林多前書 12 >
Ruhsal armağanlara gelince, kardeşlerim, bu konuda bilgisiz kalmanızı istemem.
2 你們作外邦人的時候,隨事被牽引,受迷惑,去服事那啞巴偶像,這是你們知道的。
Biliyorsunuz, putperestken şöyle ya da böyle saptırılıp dilsiz putlara tapmaya yöneltilmiştiniz.
3 所以我告訴你們,被上帝的靈感動的,沒有說「耶穌是可咒詛」的;若不是被聖靈感動的,也沒有能說「耶穌是主」的。
Bunun için bilmenizi isterim ki: Tanrı'nın Ruhu aracılığıyla konuşan hiç kimse, “İsa'ya lanet olsun!” demez. Kutsal Ruh'un aracılığı olmaksızın da kimse, “İsa Rab'dir” diyemez.
Çeşitli ruhsal armağanlar vardır, ama Ruh birdir.
Çeşitli görevler vardır, ama Rab birdir.
6 功用也有分別,上帝卻是一位,在眾人裏面運行一切的事。
Çeşitli etkinlikler vardır, ama herkeste hepsini etkin kılan aynı Tanrı'dır.
Herkesin ortak yararı için herkese Ruh'u belli eden bir yetenek veriliyor.
8 這人蒙聖靈賜他智慧的言語,那人也蒙這位聖靈賜他知識的言語,
Ruh aracılığıyla birine bilgece konuşma yeteneği, ötekine aynı Ruh'tan bilgi iletme yeteneği, birine aynı Ruh aracılığıyla iman, ötekine aynı Ruh aracılığıyla hastaları iyileştirme armağanları, birine mucize yapma olanakları, birine peygamberlikte bulunma, birine ruhları ayırt etme, birine çeşitli dillerle konuşma, bir başkasına da bu dilleri çevirme armağanı veriliyor.
9 又有一人蒙這位聖靈賜他信心,還有一人蒙這位聖靈賜他醫病的恩賜,
10 又叫一人能行異能,又叫一人能作先知,又叫一人能辨別諸靈,又叫一人能說方言,又叫一人能翻方言。
11 這一切都是這位聖靈所運行、隨己意分給各人的。
Bunların tümünü etkin kılan tek ve aynı Ruh'tur. Ruh bunları herkese dilediği gibi, ayrı ayrı dağıtır.
12 就如身子是一個,卻有許多肢體;而且肢體雖多,仍是一個身子;基督也是這樣。
Beden bir olmakla birlikte birçok üyeden oluşur ve çok sayıdaki bu üyelerin hepsi tek bir beden oluşturur. Mesih de böyledir.
13 我們不拘是猶太人,是希臘人,是為奴的,是自主的,都從一位聖靈受洗,成了一個身體,飲於一位聖靈。
İster Yahudi ister Grek, ister köle ister özgür olalım, hepimiz bir beden olmak üzere aynı Ruh'ta vaftiz edildik ve hepimizin aynı Ruh'tan içmesi sağlandı.
İşte beden tek üyeden değil, birçok üyeden oluşur.
15 設若腳說:「我不是手,所以不屬乎身子,」它不能因此就不屬乎身子。
Ayak, “El olmadığım için bedene ait değilim” derse, bu onu bedenden ayırmaz.
16 設若耳說:「我不是眼,所以不屬乎身子,」它也不能因此就不屬乎身子。
Kulak, “Göz olmadığım için bedene ait değilim” derse, bu onu bedenden ayırmaz.
17 若全身是眼,從哪裏聽聲呢?若全身是耳,從哪裏聞味呢?
Bütün beden göz olsaydı, nasıl duyardık? Bütün beden kulak olsaydı, nasıl koklardık?
18 但如今,上帝隨自己的意思把肢體俱各安排在身上了。
Gerçek şu ki, Tanrı bedenin her üyesini dilediği biçimde bedene yerleştirmiştir.
Eğer hepsi bir tek üye olsaydı, beden olur muydu?
Gerçek şu ki, çok sayıda üye, ama tek beden vardır.
21 眼不能對手說:「我用不着你。」頭也不能對腳說:「我用不着你。」
Göz ele, “Sana ihtiyacım yok!” ya da baş ayaklara, “Size ihtiyacım yok!” diyemez.
22 不但如此,身上肢體人以為軟弱的,更是不可少的。
Tam tersine, bedenin daha zayıf görünen üyeleri vazgeçilmezdir.
23 身上肢體,我們看為不體面的,越發給它加上體面;不俊美的,越發得着俊美。
Bedenin daha az değerli saydığımız üyelerine daha çok değer veririz. Böylece gösterişsiz üyelerimiz daha gösterişli olur.
24 我們俊美的肢體,自然用不着裝飾;但上帝配搭這身子,把加倍的體面給那有缺欠的肢體,
Gösterişli üyelerimizin özene ihtiyacı yoktur. Ama Tanrı, değeri az olana daha çok değer vererek bedende birliği sağladı.
Öyle ki, bedende ayrılık olmasın, üyeler birbirini eşit biçimde gözetsin.
26 若一個肢體受苦,所有的肢體就一同受苦;若一個肢體得榮耀,所有的肢體就一同快樂。
Bir üye acı çekerse, bütün üyeler birlikte acı çeker; bir üye yüceltilirse, bütün üyeler birlikte sevinir.
Sizler Mesih'in bedenisiniz, bu bedenin ayrı ayrı üyelerisiniz.
28 上帝在教會所設立的:第一是使徒,第二是先知,第三是教師,其次是行異能的,再次是得恩賜醫病的,幫助人的,治理事的,說方言的。
Tanrı kilisede ilkin elçileri, ikinci olarak peygamberleri, üçüncü olarak öğretmenleri, sonra mucize yapanları, hastaları iyileştirme armağanlarına sahip olanları, başkalarına yardım edenleri, yönetme yeteneği olanları ve çeşitli dillerle konuşanları atadı.
29 豈都是使徒嗎?豈都是先知嗎?豈都是教師嗎?豈都是行異能的嗎?
Hepsi elçi mi? Hepsi peygamber mi? Hepsi öğretmen mi? Hepsi mucize yapar mı?
30 豈都是得恩賜醫病的嗎?豈都是說方言的嗎?豈都是翻方言的嗎?
Hepsinin hastaları iyileştirme armağanları var mı? Hepsi bilmediği dilleri konuşabilir mi? Hepsi bu dilleri çevirebilir mi?
31 你們要切切地求那更大的恩賜。 我現今把最妙的道指示你們。
Ama siz daha üstün armağanları gayretle isteyin. Şimdi size en iyi yolu göstereyim.